Galatasaray nasıl oynamalı?

Burada sık sık dile getirdiğim bir konu Galatasaray'ın betbat sistemi.. Düzenli olarak Kalli'ye sallarken de ön plana aldığım şey hep bu 4-3-1-2 garabeti.. 857 kere dile getirdim, fazla tekrar etmek istemiyorum.. Kısaca üstünden geçeceğim.. Bu yazının asıl amacı "Peki birader bu sistem yalan da, ne oynasın Galatasaray eldeki futbolcularla?" müstakbel sorusuna cevap vermektir.. Kendi bakış açımla pek tabii ki..

Galatasaray'ın bu sistemle yapamamasının nedeni ne? Lincoln ve çift forvet düşüncesi.. Sadece bununla kalsa yine arıza gösterse de çeşitli ayarlar yapılabilir.. Ama bunun üzerine 35 dakikalık kondüsyonlu, takım savunmasını asıl zarara uğratan isimlerden Arda eklenince dünyanın en çağdışı top oynayan takımlarından birini oluşturuyor sahada Galatasaray.. Arda'sız, Ayhan-defansif orta saha-Barış gibi bir üçlüyle bu sistem işlerlik kazanabilir ama bence bu haliyle bile oynanmaması gereken bir düzen bu.. Zira bu 3'lü ancak birincil görevleri göbeği kapatmak olduğu takdirde iş yapabilir, Kalli'nin kanatları kullanmaya çalışan yapısını görünce Arda'nın çıkıp yerine Ayhan ya da başka mücadeleci bir oyuncunun girmesinin de işleri düzeltmeyeceğini düşünüyorum.. Yani aslında bence kilit oyuncu Arda.. Ya ondan feragat edilip bazı formasyonlar düşünülecek (Ki bu 4-3-1-2 değil, tekrar söylüyorum) ya da Arda'yla beraber bir sistem oluşturma çabası olacak.. Bunlar neler olabilir, bi bakalım..

4-4-1-1:

Galatasaray'ın kadro yapısı içindeki favori sistemim budur.. Tek forvet (Nonda), arkasında Lincoln, soldan gelen Arda, sağ açık (Bence Sabri, ama Barış da olabilir) ve çift defansif orta sahayla (Ayhan ve Topal ya da yeni transfer) en uygun formasyon olarak bu görünüyor bana.. Hem Lincoln'ün hem de Arda'nın (ki hücum anlamında Galatasaray'ın elindeki toplam 2 opsiyonu oluşturuyorlar) takım savunmasına en az zararı vereceği, hatta Lincoln'ün sakatlığı atlatması sonrası bence bir supporter için fazla mücadeleci bir oyuncu olmasıyla bu açıdan yarar sağlayacağı ideal düzen olarak duruyor.. Türkiye'de pozisyon sıkıntısına girilirmiş, geçiniz.. Tamamen kolpadan ibarettir bu düşünce.. Sene başında Rıdvan Dilmen NTV'de sanırım bu sistemlerle Galatasaray'ın Türkiye'de başarılı Avrupa'da başarısız, Fenerbahçe'nin de Avrupa'da başarılı, Türkiye'de daha başarısız olacağını söylemişti.. Galatasaray kısmına ve Fenerbahçe'de yarısına katılmıştım bu görüşün.. Fenerbahçe salt bir savunma futboluyla başarılı olsaydı Avrupa'da belki tamamına da katılabilirdim.. Ama CL'deki galibiyetlerinde full baskıyı kurabilmiş, deplasmandaki beraberliklerinde de önemli bölümlerde üstün oynamayı başarmış bir takımın Türkiye'de kısır kalmasının nedenini sisteme indirgemek pek sağlıklı değil bence.. Fenerbahçe ilk yarıyı Galatasaray'ın önünde kapattı ama CL'de oynadığı oyunu ligde oynamadan yaptı bunu.. Ve bunun nedeninin 4-4-1-1'den bağımsız olduğunu düşünüyorum ben..

Yani ideal görünüyor bu sistem Galatasaray'a.. Ama yapılma ihtimalini düşük buluyorum.. Kalli'nin çift forvet takıntısı var zira.. Nonda tek forvet olunca yedek kulübesindeki 7 kişiden 3'ünün Hakan Sukur, Ümit Karan ve Serkan Çalık olması mutlaka bir hoca için rahatsız edicidir ama doğru olandan taviz verilmemesi gerekiyor bence isimler söz konusuyken..

Klasik 4-4-2:

Aslında sadece diziliş yönünden söylüyorum bunu, zira söyleyeceğim şey pek klasik olmayacak.. Bu dizilişte Arda yok.. Arda solda, Lincoln ortada olunca zaten şu anki garabet çıkıyor ortaya.. Yani? Sağ açık ve çift defansif orta saha yine olacak takımda.. Lincoln ise soldan gelecek.. Biraz garip gelebilir ama işlerlik kazanabilecek bir düzen olur bence bu da.. Lincoln yerini kaybedeceği için çıkışlarda bekin savunmayı ön plana alan bir oyuncu olması elbette ki şart.. Bir diğer şart da sol içteki oyuncunun (Yine Ayhan olacak bu) Lincoln'ün arkasını süpürme girişimleri.. Bu yine belirli zamanlarda sistemi tek ön liberoya çevirebilir ama şu anki köhnelikten daha iyi olacağı bence açık.. Lincoln'ü çizgiden getirmek yeteneklerini kullanamaması demek olur mu? Bence olmaz.. Zaten şu anda da Galatasaray bir türlü orta saha hakimiyetini kuramadığı için supporter'da istediği topları alamaması nedeniyle sık sık orta sahaya gelip etkinliğini yitiriyor.. Böyle bir ortamda soldan getirmek belki daha bile hayırlı olabilir diye düşünüyorum ben.. Çift forvet ve Lincoln'le beraber orta alandaki 2 defansif orta sahalı sistemin yine korunabileceği, şu ankinden çok daha mantıklı bir futbolun oynanabileceği bir düzen bu da.. Sağ açığın yine Barış ya da Sabri'den biri olması savunma adına yarayışlı olur..

4-5-1:

Ya da 4-3-3.. Ya da 4-3-2-1.. Fazla önemli değil.. Bunda da Arda var ve forvetlerden biri kesik yiyor.. Barca'nın Roni, Messi ve Eto'o'yla işlerlik kazandırdığı sistemin bir kopyası şeklinde bakılabilir.. İleride Nonda'yı bırakıp Lincoln ve Arda'yı yine çizgilerden forveti zaman zaman üçleyen bir yapı içinde getirerek 3 tane defansif orta sahayla (Ayhan, Topal ya da yine yabancı transfer ve Barış mesela) çok daha orta sahaya hakim, tempo yapabilen, Arda ve Lincoln'ün eldeki en değerli oyuncular olarak maksimum faydayı verebilecekleri bir sistem bence bu da.. Lincoln soldan, Arda sağdan ya da tam tersi, orası fazla önemli değil.. Arda'nın yarım devrelik kondüsyonuyla yerine kenardan girebilecek Hasan Şaş da cuk diye oturuyor.. Topal ve Barış'ı ön liberoda bırakarak ortadan Ayhan'ı Deco gibi ortadaki yaratıcı oyuncu olarak kullanmak da ayrıca mümkün.. Hoş, Barca'nın ön liberoları olarak görünen Xavi ve Iniesta da öküz yaratıcılığında adamlar da önemli değil.. Zaten birebir Barca kopyası yapmak falan değil amacım.. Sadece eldeki materyalin 4-5-1'e uyduğunu düşünüyorum.. Arda'yı zaten kanatta oynatan bir takım olarak Lincoln'ü de çizgiden getirmenin bir sakıncası olmadığını düşünerek (4-4-2'deki gibi) bu sistemin de Galatasaray'a fıstık olacağını belirtmekten geri kalmıyorum..

Üçlü defans:

Beni biraz tanıyanlar iyi bilirler, tam anlamıyla bir dörtlü defans hastasıyımdır futbolda.. Üçlü defansa göre kesinlikle çok daha üstün yapılar olduğunu düşünen biriyim dörtlü defansın.. Ama benim kafamdaki dörtlü defans beklerin gerçek bek olduğu dörtlü defanstır.. 96-00 arası Galatasaray'daki gibi.. Devşirme ve oyunun iki yönünü de yerine getiremeyen beklerle dörtlü defans üçlü defanstan daha köhne ve eski, enkaz bir sistem haline gelebilir.. Son yıllardaki Galatasaray bence buna uyuyor biraz.. Üçlü ve dörtlü defanslar arasındaki bu ayrım da ayrı ve uzun bir postun konusudur ama şu son yıllardaki Galatasaray'ın üçlü oynamasından ben bu dörtlü fanatikliğimle utanç duymam.. Aksine, üçlünün de kendisine göre avantajlarıyla daha mantıklı olabileceğini de düşünürüm.. Kalli'yle yakından bağdaştırdığım bir şey üçlü defans da ama olabileceğine pek ihtimal vermiyorum tabi artık, özellikle de devre olmuşken.. Ama en baştan bence düşünülebilirdi, bu Galatasaray'dan daha iyi bir Galatasaray'ın ortaya çıkmasına da neden olabilirdi üçlü defans.. Neyse, dedim ya bu gerçekten başka bir yazının konusu olur..

Benim önerilerim Galatasaray için bu şekildedir.. Bütün bu formasyonların şu anki kepaze sistemden çok daha mantıklı ve Avrupa standartlarına uygun olduğunu düşünüyorum.. Katılıp katılmamak elbette tamamen size kalmış.. Mantıklı ya da mantıksız bulduklarınızı nedenleriyle yorum olarak düşerseniz belki alt tarafta güzel bir tartışma ortamı da oluşabilir..

Benden bu kadar..