Denver Nuggets bu sezon gösterdikleriyle yine Lakers'ın bu konferanstaki en büyük rakibi olduğunu doğrulamaya devam ediyor.. Chauncey Billups takıma takas olduğu günden beri çok farklı bir oyuncu kimliğine bürünen Carmelo Anthony ligin en çok saygı duyulması gereken oyunculardan birine dönmüş durumda.. Onun yokluğunda biraz sendelediler ama 13 maçtan 8 galibiyet çıkararak süreci büyük hasar almadan atlattılar.. Pota altındaki oyuncuların yapısı, oyun kurucu, skorer yıldız, kenardan gelen oyuncularla kimya yönünden bence NBA'in en iyi 2-3 takımından biri konumundalar, belki de bu alanda en iyiler.. Uzun oyuncular birbirlerini çok iyi tamamlıyor ve kısa oyuncuların rolleri coach Karl tarafından müthiş bir uyumla oluşturulmuş görünüyor.. 2005 yılında prostat kanserine yakalanan ligin en değerli coach'larından George Karl amansız hastalıkla maalesef yeniden karşı karşıya.. Onun durumu takımı ne kadar etkileyecek onu kestirmek zor ama ortada ligin en iyi takımlarından biri var ve yüksek rakımlı kendi evlerinde parkeyi rakiplere dar etmeyi başarıyor bu adamlar.. Sezon adına öncelikle konferansta hala en tırstığım takım Denver..
Utah Jazz son 17 maçta sadece 2 yenilgi aldı ve vasatın altında başlayan sezon onlar için bu seriden sonra düzeldi.. Utah her zaman kendi evinde ligin en etkili takımlarından biridir.. Geçen sezon 41 maçta 8, bir önceki sezon ise sadece 4 mağlubiyet yaşadılar ve bu sezon ilk 18 iç saha maçında aldıkları 6 mağlubiyet işlerin onlar için ne kadar kötü gittiğini gösteriyordu.. Son seriden sonra Energysolutions Arena'daki derecelerini de biraz olsun düzelttiler.. Sezona oldukça kalınlaşmış ve vücuduna kas eklemiş bir şekilde giren Andrei Kirilenko çok parlak ortalamalar sunmasa da uzun süre sonra ilk defa istikrarlı katkı veriyor ve kontrat sezonundaki Carlos Boozer çok iyi oynuyor.. Mehmet Okur'da geçen senelere göre müthiş bir geriye gidiş var ama onu da son dönemde coşan Paul Millsap'le tolere ediyorlar.. Dallas ve San Antonio'nun son zamanlardaki düşüşü sonrasında konferansta 3. sıraya kadar çıktılar ve ciddi ciddi Denver'ı da zorlamaya başladılar..
Oklahoma City Thunder çok çabuk başkalaşıp elit oyuncu sınıfına bir anda yükselen Kevin Durant'in omuzlarında yükselmeye devam ediyor.. Sam Presti'yle hala proje takımı vasfını koruyan Thunder'ın oynadığı kişilikli basketbol onlara şimdiden play-off yolunu açtı.. Bu gençler play-off tecrübesini bu kadar erken tatmaya başlarlarsa işler beklenenden 1-2 yıl önce istenen kıvama gelebilir.. Bu kadar genç bir takımla oynadıkları karakterli basketbolun en büyük yansıması 26 deplasman maçından çıkardıkları 15 galibiyetle çizelgeye yansıyor.. Çok büyük oyuncu eksiklerine ve tecrübe yokluğuna rağmen bu kadar etkili olmalarını açıklayan tek şey Kevin Durant'in muazzam basketbolu.. Greg Oden'in yaşadığı talihsizlikler sonrasında Portland'a kafayı yerden yere vurdurması muhtemel Durant inanılmaz bir gelişim gösteriyor.. 3 yıl sonra, o kollar ve bacaklar biraz daha kalınlaştıktan sonra nasıl bir skor makinesine dönüşeceğini kestirmek bile mümkün değil bu aşamada..
Portland bu sene sakatlıklardan en çok etkilenen takımlardan biri ligde.. Greg Oden'in üstüne Joel Przybilla'nın da sezonu kapatmasıyla resmen pivotsuz kaldılar ve tam bu ortamda takımdaki bütün kısa forvetlerin sakatlanmasıyla çok uzun bir süre takımda 3 ve 5 numara olmadan oynadılar.. Üstüne Brandon Roy'un tam 14 maç oynayamamasına neden olan başka bir sakatlık geldi.. Nate McMillan'ın oluşturduğu takım karakteri bu zorlu ortamda daha çok ortaya çıktı ve Portland bu yokluklarla müthiş maçlar çıkararak play-off potasının içinde kalmayı başardı.. Önce 3 numaraları yavaş yavaş döndü, daha sonra Brandon Roy All-Star arasından sonra oynamaya başladı.. Genel menajer Kevin Pritchard da takımın gösterdiği bu başarı sonrasında onları ödüllendirerek ligin en iyi yardım savunmacılarından ve deneyimli uzunlarından Marcus Camby'yi Los Angeles Clippers'ın iş bilmezliği sonrasında yok pahasına bünyeye kattı.. Bundan sonrası Portland Trail Blazers için çıkış zamanıdır.. Hızlı bir şekilde ilk 4'ü zorlamaya başlayacaklarını düşünüyorum eğer başka şanssızlıklar yaşamazlarsa..
Son takım Minnesota Timberwolves grubun çöplüğü konumunda.. Uzun süre New Jersey Nets'in ardında ligin en leş takımlarından biri olarak sürdürdükleri sezonu Kevin Love'ı bench'ten getirmeye başlayınca 4 maçlık galibiyet serisi yakalayarak biraz düzelttiler ama o kadar vasıfsız bir topluluk var ki ellerinden gelen bu kadar.. Yeniden bir 4 maçlık mağlubiyet serisi ve 13-42'yle Minnesota.. Kısa ve hatta uzun vadede takımdan bir şey olması pek mümkün değil.. Planlar hala Ricky Rubio'nun üzerine..
2 YORUM:
valla laker ve gs li oldugun için bana hep antipatik gelmişsindir ama portland için o kadar güzel şeyler yazmışsın ki bi anda kanım ısındı.
rubio'nun bir gün t-wolves için oynayacağını hiç zannetmiyorum.
Yorum Gönder