Durum en başından beri belli.. Stoperinin sakatlığında ilk 11'de forma giyen orta sahanı stoper olarak sahaya çıkarmak bile şeklen bir bozuklukken daha da ötesini görebiliyor takım.. Bir defansif ortasaha stoperken onun yerine 11 oynayan ceza alıyor, bu sefer arkadaki Topal öne çıkıyor.. Ne yapmak lazım? İlk 11'deki sol bekini stopere alıp bu sefer de onun arkasını doldurmak.. Geri dörtlünün %50'si eksikliğin yüzünden mecburi bir şekilde tekrar değişiyor.. Sol beke gelen Caner Erkin sakatlık yaşamasa bile Sabri'yi iki açıktan devşirme bek kullanmanın riskleri yüzünden kenarda bırakabilirdi.. Oran %75 oldu.. Böyle bir ortamda savunma çizgisi üzerinden yapılan hatalarda neye kızabilirsiniz ki? Gollerde ofsayt var mı? Aktif-pasif ayrımını artık Türkiye'de netleştirmek için bariz bir örnek olabilir, hakem eskileri boş konuşacağına biraz buna odaklansınlar.. İlk pozisyona aktif alan demek zor ama ikinci pozisyonda Leo'nun önündeki oyuncunun durumu tartışılır.. Ama önemli mi şu ortamda? Antalya gibi bir takıma karşı ofsayt taktiği uygulamanın mantığını da göremedim.. İlk gol bariz yanlış uygulama, ikinci gol takımca uyuma ama temelde hep savunma 4'lüsünün uyumsuzluğu var..
Golleri çıkar arkaya kaçırılan 2 adamla verilen pozisyonlar ve rakibin direkten dönen 3 tane topu var.. Şaşkın 4'lü önünde orta saha ve forvetlerle belirgin bir takım savunmasının oluşturulduğunu söylemek çok zor.. 2 maçtır sahada olan 4-3-3 yine piyasada.. Oluşturulmaya çalışılan paslı futbol yapısının Antalyaspor'un oynamak istediği oyuna balta vurduğu da muhakkak.. Elano ciddi anlamda merkez üçlünün solunda muazzam bir disiplin gösteriyor.. Golde yaptığı koşu ve iki maçtır devam eden ceza alanına dalışları ona supporter özelliği değil, ceza alanına kat yapan modern bir iç özelliği kazandırıyor.. ileri hattı 1-1'e çeviren bir merkezden kopuş değil bu koşular, sistemin ve pozisyonun gerektirdikleri.. Bunun anlaşılması da önemli.. İlk yarıda özellikle çok önemli 2-3 pası vardı, ikinci yarıda Antalya sağ kenarının ileri çıkışı soldan akarak Elano'nun ceza sahası koşusuyla skora çevrildi.. Pozisyon ve rol gereklilikleri yine sonuna kadar var.. Golle verimlilik sağlandığı da söylenebilir ama eksikleri dağ gibi duruyor.. Umutsuzluğun bana geldiği noktada son iki haftadaki pozisyon odaklı çıkışı çok önemlidir ama..
Kader Keita'nın takım içi önemini tekrar ortaya çıkarmıştır bu maç.. Asisti yaptığı pozisyonda sol beki sırtına alışını geçtim, özel beceri der geçersin.. Arda da ince çalımı yapıp bırakabilir orada Kewell'ın önüne ama attığı golde Kewell'ın şutuna girişini yapabilecek bir fizik güç şu anda takım içinde yok.. Keita dışında başka bir sağ açıkla oynasak o pozisyonda orada birinin bulunması zordu.. 2-0 geriye düşülen bir maçta 1 gol ve 1 asistle maçı da imzalamayı bildi.. Üstünlüğün yakalanmasıyla sağ çizgide yapmaya başladığı şova Rijkaard'ın deli olduğuna eminim, keza maç içindeki tek pas üstü kat yapabileceği pozisyonlarda rakibin arasına dalmasına da.. Ama farklılık yaratan oyuncu her zaman iyidir bu oyunda ya.. Teknik kadronun bazı rahatsızlıkları röportajlarda ortaya çıkıyor zaten ama bu adamsız uçağın tek motorla gitmeye çalıştığı da ortada.. Kenardaki de bunun farkında zaten..
Gollerle birlikte rakibe 7 net pozisyon verdiğin bir maçta hücumda yapmaya çalıştığın kısıtlı işleri de sağlıklı değerlendiremiyorum ben.. Balta-Caner ikilisi resmen felaketti..Stoper, iç ve sağ açıktan sonra forvette elinden geleni yapıp yine golünü atarak skora yazılan Kewell'a sadece şapka çıkartabiliyoruz.. Elano-Barış ikilisi bu düzen devam edecekse iyi gidiyorlar ama konuşulacak başka şeyler var.. Böyle bir krizdeyken ve deplasmanda motive olmuş bir rakibe 0-2'lik dezavantaja düşmüşken yapılan geri dönüş taraftar olarak mutlu eder, çözülmesi gereken durumlar için zaman kazandırır.. Böyle bir nefese ihtiyaç vardı, geldi.. Bir an önce devreye kayıpsız girip boşlukları doldurmaya çalışmaktan başka söylenebilecek kısa vadeli cümlem yoktur.. Camiaya hayırlı olsun 3 puan..
26 YORUM:
Alessandro bu tip yorumlara izin vermiyorum.. Yapılan yorum üzerinden istediğin yorumu yaparsın ama ortada bir şey yokken anlamsız.. Maçla ilgili söylenecek şeyleri alalım..
bugün bir kez daha görüldü ki şu takıma yalnızca bir tane iq seviyesi 90'ın üstünde stoper eklenip baros da sağ salim geri döndüğünde tsl ve avrupa ligi'ni hak ederek kazanmaması için hiçbir engel kalmayacak önünde. takımın maestrosu hiç tartışmasız elano, vurucu gücü keita, oyun aklı ise kewell'dır. bir daha bu üçlü hakkında ileri geri konuşabilecek bir insan evladının ise galatasaraylılık'tan aforoz edilmesi caizdir.
parma maniac dahil =)
arda, ayhan, sabri gibi elemanlar da takımı hiçbir yabancıya yar etmemeye yeminli o muhteşem galatasaray ruhlarını alıp bizden uzak, allaha yakın yerlere gidebilirler. ne de güzel olur..
Transfer gerekli.Bu sezon kurtulacaksa ocakta,yok uzun vadeli düşünülecekse yaza filan.Stoper ve orta saha kesin,Nonda'nın yerinede bir forvet lazım.
Keita 11'e yazılacak ilk adamlardandır.Kewell'ı övmüyorum artık anlamsız geliyor.Barış Özbek'le olmuyor yahu,Ayhan'ı yeğliyorum şahsen,ama onunda odaklanmış olması lazım,koptumu fena oynuyor Ayhan.Caner'den solbek filan olmaz.Servet'te geriden oyun kurmasın arkadaşım.Nonda'ya da birşey demiyorum gayrı.Baros'un dönüşü Şubat'a,umarım sağlam döner.Uğur'da kötüydü bugün...
Transfer yapmazsak bu sezon zor,sanırım yapılacak.Ama ne Volkan Şen'i yahu...
Abi ne düşünüyorsun bilmiyorum ama, Brezilya milli takımı üzerinden konuşulurken Elano atlanan bir durum var bana göre. Kendi maç yazımda yazdım; Elano o çok beğendiğimiz asistleri hareket eden oyunculara yapıyor. İlk golde Kewell'ın koşusuna verdiği pas gibi. Başka tercih yok o pozisyonda ama, zaten oyunun gerekliliği bu saha içi hareketler. Keita'nın koşularına, Arda'nın koşularına attığı toplar muazzam. Bende aynı fikirdeyim seninle; Deco bekliyorduk ama Xavi olma yolunda Elano ki, çok büyük bir artı olur, saha boyu kısalır, pas trafiği etkinleşirse. Bu noktada daha etkin bir Barış ve Mehmet gerekli ki, bunu karşılayabilirler mi orası soru işsareti işte. Bir de Elano'nun pozisyon alma konusunda çalışması lazım; defansif anlamda tam bir felaket ne kadar mücadele ederse etsin.
yazidaki tespitler cok isabetli,
uzerinde durabilecegim birkac sey,
1 - savunmayi bu kadar önde ve oyuna katılımı yüksek kuran Rijkaard icin ofsayt taktigini macina gore bir kenara birakmak mümkün olur mu?
2 - bununla baglantili olarak, tek pasla cabuk cikabilen, hareketli/kanat degistiren bir ileri 3luyle oynayan takimlara karsi pozisyon vermemiz, nokta transferler olmadikca kacinilmaz gibi geliyor bana,mevcut kadroyla ne kadar iyilestirebilir bu durum supheliyim (is bu noktada biraz da gul-diken meselesi sanirim. ilk kez defansi bu kadar ileride kuran, bekleri/stoperleri bu kadar cagdas oynayan bir GS izliyorum.)
3 Hakan Balta'nin ofansif yetersizligi malum oldu, bari defansif pozisyon sezgisi/stoperlerle koordinasyonu daha iyi olsa dedirtiyor insana, ozellikle de sabri ileri ciktigi zamanlarda alan kapatmak icin. Caner de takimla devam etmeyecek gibi.Sol bek gelecegimizi nasil goruyorsun?
4 Elano icin yeseren umitlerim, Ugur Ucar icin iyiden iyiye söndü, ki Sabri'ye alternatif baska bir isim de yok kadroda, bu konuda ne dersin?
Olursa ara transferde hangi mevkiye/mevkilere öncelik verilir dersin?
Selamlar,
alessandro bana yönlendirmen daha mantıklı eğer yazılarımla ilgili bir tepkin varsa.. Ama yazıyla ve benimle alakasız muhabbetleri bu postun altında ilk yorum konumuna sokamam..
Can söylediğin defansif sıkıntılar Elano merkezde neden 4-3-3 oynatmazın cevabı ama görmezden geliyorum 2 maçtır zira en azından hücumda rolün zerre dışına çıkmıyor ve 90 dakika içinde kalıyor.. Bütün gerektirdiklerini yapıyor.. Yeterlilik tartışılır bir durum ve o konuda pozitif konuşamam ama rol ve pozisyon disipliniyle çabası devre arasına kadar tamamen umudu kesmişken çok önemli geldi..
Nuri daha önce de bu denemeleri gördük ama sorun ofsayt taktiğinden ziyade o taktiği hangi toplulukla denediğin.. Pozisyon bazlı gereksizdi bence ama yapılmayacak değil bu tabii.. Balta konusunda görüşlerim geçmişten bellidir.. O tarz bekleri sevmiyorum ben.. Kesinlikle yerine gerçek bir bek isterim ama şu anda öncelik değil.. Sağ bek içinse Sabri/Uğur bence yeterli bir rotasyondur..
Selam benden..
yok parma, yazılarınla ilgili öyle genel bir tepkim yok. yalnızca haftalardır elano'yu bence hiç hak etmediği şekilde takımdaki bir andaki tepetaklak gidişin en büyük sorumlusu olarak gösteriyordun ve asıl kötü olan arda hakkında (ki bugün de görüldüğü gibi elano'nun takıma katılmasıyla ilgili değil sebebi) pek bir şey yazmıyor olman şaşırtıyordu beni, ona dokundurdum yalnızca.
sildiğin yorumumsa hakılsın, biraz fazla kişisel ve tepkiseldi ama apaç'a takılmak bu blogun şanındandır bilirsin, kendisi de gayet medeni ve olgun biri olarak fazla ciddiye alıp büyütmez bunları, hiç mesele olduğunu görmedim bu konuda ve umutsuz anda gelen galibiyetin de etkisiyle onu anmak istedim yalnızca..
naber apaç? elano, kewell? =)
Arda ile ilgili hiçbirşey yazmamışsınız.
Arda kötüydü demek bu kadar mı zor ?
Bu arada macta cok dikkat cekmedi galiba ama mehmet topal'in ikinci yaridaki geri donusteki payi cok buyuktu. gerek orta sahadaki mucadelelerden galip cikmasi gerekse topu olumlu ve dikine dagitmasi takdire sayandi.
Keita imza attı bu maça tamam, ama adını ilk sıraya yazma olayına karşıyım.
sadece tribüne şov amaçlı kendine oynuyor
ya Kewell'a gol attırdı, Kewell'a değil tribünlere koştu, armayı öpmeler, sırtını (adını) göstermeler, tamam aldın adamı sırtına verdin pasını ama bi arkadaşına koş be adam! bu kafayla kulübeyi boylarsın bizde neden oynamıyo, kşeke oynasa diye hayıflanırız.
Son 3 yıldır ilk kez bugünkü maçı izlememeyi tercih ettim.Ne yalan söyleyim son 3 haftadaki temposuz futboldan öte takım içi 'elanoya pas atmama' gibi bir yapılanma sinilerimi ve umtları baya bir yıpratmıştı.taa geçen hafta kararımı vermiştim bu maçı izlemeyceğime dair.
Parma,yazından okudğum kadaryla Elano takıma iyice yerleşiyor.Vala Elanonun gol atışını özetlerde izleyince,canlı izliyormuş gibi yerimden kalktım ve alkışladım.Sence takım içinde Sabri-Arda eksenli bi anti-elanocu bakış açısı sahiden var mıydı?
(yazın yine 10 numara)
sağlıcakla
alessandro ben hiçbir zaman eleştirileri tek oyuncu odaklı yapmam, tercihim bu olmaz.. Elano üzerinden söylediğim tamamen bir sistem eleştirisidir.. Sezon başından beri ortaya konmaya çalışılan yapı, bu yapının hangi oyuncularla işlediği ve hangi oyuncularla sekteye uğradığıdır.. Saf 4-3-3'ü şurada 2-3 maçtır uygulayabiliyoruz ve benim bu yapıda oynayamayacağını düşündüğüm Elano'dan gelen pozisyon verimi muazzam, ki yazıyorum.. Ama takım iyi, Elano kötü sığlığı olmadı burada, olmaz.. Kaldı ki bu maç iyi bir maç değil, son 1-2 ayda oynanan top da ortada.. Sezon başındaki yetersiz ama skorları alan olgunluğun bile uzağındayız şu anda ama yeniden başlangıç ve girilmeye çalışılan yol elbette doğrudur..
Schumy söylediğin şey o kadar anlamsız ki.. Hakikaten cevap verilecek konu değil benim açımdan zira blogun ikinci yazısı Arda eleştirisidir.. Geçen sene ve kaptanlığı alışıyla ilgili saçmalıklar da vardır arşivde.. Hangi gözlükle okuyorsun bilmiyorum ama çıkar o gözlüğü.. Kötü oynayan Arda neden yok? Rezilleri oynayan Nonda neden yoksa ondan..
Adsız ben bunlara girmemeye çalışmayı tercih ederim, olmamasını da gönülden isterim.. Geçen sene böyle kara bir leke vardı takım üzerinde, kolay kolay temizlenemeyecek bir ayıptır.. O derece gördün mü dersen hayır derim, son 1-2 maçta da ilk söylentilerin çıkmasından itibaren bir normalleşme var.. Şu anda dillendirilecek bir durum değil bence, umuyorum da böyle devam eder..
sene sonu linderoth, nonda ve leo ile yollar ayrılsın, leo dan daha iyi olmasa da daha kötü olmayacağı kesin olan ufuk kaleye geçsin. 3 yabancı hakkını kale harici kullanmak ve baba adamlar almak bu takımı iyice uçurur.. hatta gitmesi daha hayırlı gözüken servet satılsa iki yabancı stoperde kullanılsa orda hem akıllı hem kuvvetli bi set oluşsa falan..
maçtan şimdi geldim.
antalya seyircisinin overrated olduğunu bilirdim ama bu kadar overrated olduğunu bilmezdim. tek kelime ile felakettiler.
ilk yarı gene top oynamadık. hedef santrforsuz, anca fantezi oyunlarında denenebilecek, manasız bir sistemle de zaten en fazla bu kadarı olurdu.
o yüzden çok şaşırmadım.
maçın kopmamasını deniz çoban, dönmesini de bu ligin bülent uygun'dan sonraki en mahir adamı mehmet özdilek sağladı.
adamım ertuğrul'un çıkışı ve yerine balon gürhan'ın girişi oyunun tüm seyrini etkiledi.
maçın adamı sabri olmadığı için keita'ydı. rijkaard, bu maçtan sonra keita'yı kenarda tuttuğu her dakikanın hesabını vermeli.
elano, 65'e kadar gene bisküvi kıramasa da golden sonra epey kıpırdadı. lincoln gibi gamsız, kişiliksiz bir adam olmadığı ortada; ama kabul etmemiz lazım ki şu an için çok çok yetersiz.
bir başka kasımı göremeyen haldun transferi franco da bu maçla birlikte hepten runje runjee mertebesine erişmiştir. ikinci yarı, tuttuğu şandel bir top sonrası antalya taraftarı, franco'yu alkışladı ki bence maçın en keyifli anlarından birisiydi. bir kaleci sanctis'den kötü olur mu? franco'yu tanımasam olmaz derdim; ama şu an için çok kararsızım.
onun dışında küçük kaptanımızı biraz durgun gördüm. onun gibi muasır bir koridor(!) bekin, onun gibi bir futbol zekasının çok daha iyisini yapması lazımdı. oyundan çıkışına hepimiz kahrolduk :(
son olarak;
barış, duvara karşı pas çalışmalı.
hakan balta da futbolu bırakabilir.
bu arada kewell'ın da hakkını verelim. hiç ona göre olmayan bir zeminde, rijkaard'ın anlamsız tercihlerine rağmen elinden geleni yaptı.
zaten müthiş profesyonel, harikulade insan.
tek sorun, çoğu mazide kalan yeteneklerini sergilemesine izin vermeyen fiziki yapısı ve yer yer oyun içinde dahi belirginleşebilen çizgisizliği.
ha sözleşmesi yenilensin mi? muhteşem üçlü volkan şen-arda-keita'nın yedeği olmayı kabul ederse -ki eder, öyle de efendi bir adamdır-, yenilensin.
diğer türlü severek ayrılalım.
keita iyi de çevresi kötü.
bence gollerin ikisi de ofsayt, pasif ofsayt olmasının mümkünü yok orda zira direk ofsayttaki adamın olduğu yere gidiyor top. ikinci golde arkaya atılan ve djehoua'nın kou yapıp direğe vurduğu topun öncesi ofsayt.
onun dışında elano için "abi iyi oynuyor" diyeceksek milad kesinlikle büyükşehir maçı olacaktır. taktik disiplini üst sevideydi.
Sonunda içinde Polyanna'lık olmayan bir blog yazısı okudum. Bir Fenerbahçeli olarak sen bir gün Galatasaray için çok iyi dediğinde o zaman korkacağım..
Leo,h.balta ve gökhan zan'la olmaz.
Bu arada emre güngör sakatta, emre aşık'ta mı sakat.H. balta her maç saç baş yolduruyor ama adam her maç sahada.
Leo desen öyle.Ama keita kırmızı gördü diye 3-4 maç oynatmıyorsun.
H. balta yerine alparslan, leo yerine aykut veya ufuk olsa hiç kasmadan bu adamlar kadar oynarlar.
Ama onlar bu kadar oynasa bunlar topçumu diye yorumlar başlar.
Maç 2-0'dan 2-3'e evrilmiş. Galatasaray'ın üzerinde hem mental hem fiziksel olarak yorgunluk belirmeye başlamış, öyle ya da böyle haftalardır galip gelememenin baskısı var. Ve Arda çıkarken mutsuz çıktı diye eleştiriyoruz. Sözüm sana değil Parma.
Ben anlayamıyorum bu Galatasaray taraftarındaki komplo merakını. Yok kıskandı, yok çıkarken somurttu küstü. E ne yapsın adam? Teletabi değil ki bu her fırsatta gülsün. Öyle ya da böyle maç çevrilmiş, pek iyi oynamıyor takım, adam oyundan çıkarken nasıl gülsün yahu? Onu geçtim şimdilerde moda Elano'ya pas atmıyor olayı. İlk geldiğinde atıyordu, 2 haftadır pas atmıyor nedense. Çok acayip bir taraftar kitlemiz var. Rahat edemiyorlar komplo kurmadan.
Elano takıma, takım Elano'nun stiline uyum sağlaması gerekir. Keita cezadan çıktığında nasıl sırıtıyordu takım içerisinde gördük. Elano da oynaya oynaya kendini bulacaktı zaten. Eh buluyor da.
Arda için de aynı. Sene başında 10 küsür asist yaparken kraldı, 4-5 maç kötü oynayınca yine ortalığı bulandıran oldu.
Ayrıca dün kötü oynadığına da katılmıyorum. Kewell parantezinde bir asisti var, bir de her iki yarıda Kewell'ın direkt kafasına attığı 20-25 metrelik 2 pas var ki orta değil onlar. Onlar gol olsa bugün maçın kahramanı Arda'ydı. Olmayınca takımı sabote eden Arda oldu.
Normaldir.
Sonra çıkıp Fotomaç şöyle, Fanatik böyle, Rıdvan x diyor, Selçuk Yula y diyor şeklinde eleştiriyoruz basını.
Aynaya bir türlü bakmadan.
necati'yi epey fit gördüm yalnız.bayağı da iyi oynadı.
haftaya gençler'i de yenip, en kötü halimizle ilk yarıyı lider bitiririz. ikinci yarı fark kendiliğinden gelecek zaten.
leoya olan tepkileri anlamıyorum. bugun yediği gollerin hiçbirini hibir kalecinin kurtarmasının mümkün olmadığını düşünüyorum ikisi de tam köşeye giden kafa vuruşlarıydı ki ters ayakta yakalanması muhtemel durumlardı ancak ikinci şutta topa uçmayı da başardı ve cok az bir farkla kaçırdı. onun dışında djehoua nın şutunu da iyi çıkardı direğin de yardımıyla. nedense bu camiaya kaleci begendirmek cok zor. en iyi türk kalecisi denilen volkan kardeşimizi görünce leoya şükrederim ben. ne kadar cabuk unuttunuz steau bükreşe aykut yüzünden elenişimizi. bu defans dörtlüsüyle zaten leodan nası bi performans bekliyorsunuz cok merak ediyorum. oraya buffonu koysan yine cok şeyin değişeceğini de sanmıyorum. her türlü eleştiriye katılıorm ama leoya olanları gerçekten anlamıyorum
eklemeyi unuttum. allah korusun volkan gibi 2 maç arka arkaya yumurtlasa denilecekleri tahmin edemiyorum bu durumda.
leo topu tut
o değil de kenarda neeskens'i izleyen var mı :)
Yorum Gönder