18 Ağu 2010

Samir Nasri sakata geldi


Arsenal, Premier League'in ilk haftasında oynanan ilk büyük maçta Liverpool deplasmanında beraberliği son dakikada, Pepe Reina'nın büyük hatasıyla kurtardı.. Ne var ki ilk yarım saati, hatta ilk yarının son dakikasında Joe Cole'un kırmızı kartı sonrasında devre arasını gören bir izleyici böyle bir senaryoyu o anda duysa muhtemelen gülerdi.. Arsenal özellikle ilk 35 dakikada, maç 11'e 11 oynanırken Anfield'da Liverpool'u sahadan sildi ama hem o dönemde, hem de rakip 10 kişi kaldıktan sonra oyun dominasyonundan gereken üretkenliği yine sağlayamadı.. Arsene Wenger Arsenal'inin ezeli problemlerinden biri bir kez daha sahne alırken özellikle ilk yarım saatteki muhteşem deplasman futbolunun merkezinde 2008 Mayıs'ında takıma katılan Samir Nasri vardı..

Arsenal'e geldiğinde yine sağ ayaklı sol açık kontenjanında yer alacağı düşünülen ve ilginç bir şekilde takım kariyerine de çok iyi başlayan Nasri'de Wenger rötuşlarının rol oynayacağını çok iyi biliyorduk ve öyle oldu.. Sol açıkta başlayan Nasri önce geçen sene 4-3-3'te Cesc'in olmadığı bazı maçlarda yaratıcı iç oyuncusu olarak merkeze monte edildi ve iyi sonuç alınınca Wenger, Nasri'nin kariyerini bu doğrultuda çizmeye karar verdi..

Liverpool deplasmanında yine bir büyük maçta olduğu gibi sağ açığı Sagna önü Eboue'yle sağlama alan Wenger, Chamakh'ın solunu Arshavin'le desteklediği takımda merkezi Diaby, Wilshere ve Nasri üçlüsüne bıraktı.. Defansif rolü ön planda olmayan üçlü riskti ve Fransız, bu riski Wilshere'i Diaby'nin yanında değerlendirip onların önüne Nasri'yi yerleştirerek daha da ilginç bir yola başvurdu.. Arsenal görüntü olarak uzun süre sonra yine 4-4-1-1'di ama Nasri'nin muazzam çift yönlü oyunu benim gözümde her zaman olduğu gibi sistemi 4-3-3 yaptı..

"88 Mucizesi"

İlk yarım saatte ve devamında kurulan oyun üstünlüğünde Nasri başroldeydi, mükemmel bir organizatör rolü üstlendi.. Rakibin 10 kişi kalmasından sonra Arsenal'in maçı en azından beraberliğe bağlayıp galibiyeti deneyeceği çok açıktı ama devrenin hemen başında gelen, Vermaelen'in yarım saniyelik geç tepkisiyle bulunan boşlukta N'Gog'un topu tavana asması sonrasında Liverpool büyük moral bulup açıkları iyice kapattı ve yıllardır tecrübelenemeyen Arsenal kadrosu paniğe yol aldı..

Arsenal'in oyundaki net üstünlüğünü anlatmak için maçtaki pas oranının %88 olduğunun altını çizmek gerek ve bu oranın yüksekliği rakibin 10 kişi kalmasından bağımsız.. Maçın ilk yarısındaki pas yüzdesi de %88'di Arsenal'de.. İlk 60 dakika sahada yer alan ve zannediyorum Mascherano'nun bir darbesiyle dizinde sakatlık oluşan Nasri'nin mükemmel oyununda 88 yine önemli yere sahip.. 60 dakikaya 64'ü isabetli 72 pas sığdıran 'yeni merkez'in pas oranını %88'de sabitlediği maçta Arsenal'in ilk bir saatte de %88'lik pas oranıyla oynamasında büyük rol oynadı.. %88'in tutturulmadığı dönemi bulmak için zorlamak gerekiyor zira Liverpool maçında ilk 45, ikinci yarı, Nasri'li ilk 1 saat ve Nasri'siz son yarım saatte bu rakam ortaya çıkıp insanı gülümsetiyor.. Anfield'ın merkezinde kenarları 60 metrelik büyük bir kare oluşturduğunuzda Nasri'nin bu bölgede 61'i isabetli 62 pas yaptığını görülüyor ki 1 saatteki 72 pastan çok daha değerli bir futbol ölçütü olarak öne çıkıyor oyuncunun yaptıkları..

Arsenal ne ilk yarı, ne de 1 kişi eksik rakibine karşı ikinci yarıda bu oyun üstünlüğünün meyvelerini ortaya çıkaramadı ve Rosicky'nin oyuna dahil olmasından sonra onun bireysel yaratıcılığı dışında net bir şey üretemedi.. Sahanın her yerinde mükemmel, ama rakip kale önünde vasat takılan Wenger Arsenal'inin bu en büyük sorununun artık irdelenmesi gerekiyor..

Maçta sakatlandığı ortaya çıkan Nasri'nin bugün sürpriz bir ameliyatla sahalardan 1 ay uzak kalacağı açıklandı ve sezona müthiş başlamış oyuncu ve takım için bu çok kötü bir haber.. Az ayrıntılı haberde anladığım kadarıyla basit bir artroskopi operasyonu geçirmiş Nasri ama dizlerin bu ameliyat sonrasında çok güçsüzleşmesi ve toparlamak için zamana ihtiyaç olması 1 aylık süreyi çoğaltabilir gibi duruyor.. Nasri'nin sakatlığı artık Arsenal'de de kabak tadı veren sakatlıklar nedeniyle taraftarın tepkisini çekiyor ve Galatasaray'daki gibi medikal staff bundan fazlasıyla nasibini alıyor.. Acaba bu işte gerçekten sağlık ekibi mi suçlu, yoksa oyuncu tercihlerini hep "injury prone" elemanlar üzerinden gerçekleştiren takımların da bu işte yadsınamaz bir payı mı var bunu sağlık ekibini değiştiren Galatasaray'dan sonra biraz daha iyi anlayabileceğiz sanıyorum.. Nasri'nin yokluğunda sakatlıklardan şu an için arınmış görünen Rosicky'nin rotasyon içindeki varlığı Arsenal için çok değerli olacak ama bu 1 aylık süre içinde onun bacaklardan birinin patlamayacağının da garantisi yok tabii ki.. Müthiş bir değişim içindeki Nasri ve Arsenal adına üzgünüz, bir sonraki Gunners sakatlığında görüşmek üzere deyip bu postu da burada noktalıyoruz..

9 YORUM:

Oğuz Öztürk dedi ki...

Nasri'nin fazla abartıldığını düşünen ben miyim sadece ?

Parma Maniac dedi ki...

Oğuz, açıktayken ve fiziği daha zayıfken benim de fazla anlam yüklemediğim bir oyuncuydu ama Liverpool maçında Nasri başka bir yola doğru giden, potansiyel harika bir oyuncudur.. Aynı çizgide devam ederse önü açık ama sakatlık belaları başını ağrıtacak gibi bu süreçte..

A. Eren Logoglu dedi ki...

Paralel bir düşünce okumak keyifli;

http://erenlogoglu.blogspot.com/2010/08/premier-league-ingiltere-milli-takm.html

mre dedi ki...

Herhalde ben göremiyorum bu adamdaki cevheri. Özellikle de dikkatle izledim Liverpool maçındaki oyununu ama hiç beğenmedim. Guardiandaki istatistiklerine baktım pas anlamında hiç fena değil zaten diğer girişimleri hep sonuçsuz. Bir de Arda'ya free-kicklerin başına geçtiği için kızanlar Nasri'ye bakmalı. Her free-kick barajdaki bir adamın böbreklerindeki taşı düşürme teşebbüsü şeklinde. Neyse bu kadar beğeneni olduğuna göre hata bende :)

Shareef dedi ki...

Bu pas oranında bence Liverpool'un kötü bir LUcas-Masch birlikteliği alışkanlığı olan (lucas yoktu ama) çok geriye yaslanmanın payı büyük.. Ben mi abartıyorum bilmem ama o takımın Fabregas'tan sonra ki adamı Rosicky olmalı.. Sol ayağı bile iyi nasri'den :D

Shareef dedi ki...

Chalkboard'dan baktım şimdi Rosicky bütün tehlikeli pasları ceza sahası etrafında yapmış.. Nasri daha gerilerde ..

Yabancı dedi ki...

açıkçası samir nasri çok barcelona izlemiş son dönemde. dolayısıyla pas istatistiği kasıyor. arsenal bu maçta hiç iyi oynamadı, hiç dikine pas yerden defans arkası pas atılmadı, paso chamakhın hava hakimiyetine güvenip ahvadan oynadılar. chamakh herhangi bir hava topunu da alamayınca oyun öyle dödü durdu. izlediğim en kötü arsenal maçlarından birisiydi. geçen sene buna benzer 2-3 maç oynadık. ikisinde denilson ve fabregas frikiklerle açmışları oyunu dün açması gereken adam arshavin ya da nasriydi. ikisi de etkisiz kalıyorlar artık.

Parma Maniac dedi ki...

yerli muhacir hangi maçı izledin emin değilim ama izlediğin maç Liverpool - Arsenal değilmiş gibi.. Devamlı target striker'a top şişiren bir takımın %88 gibi mükemmel bir pas yüzdesini Liverpool deplasmanında tutturma imkanı yoktur.. Yerden oynamayan ve düzenli top şişiren hiçbir takım bunu başaramaz..

Arsenal ilk yarıda çok iyi oynamıştır, ikinci yarıda eksilen rakibe karşı devre başında golü yediği anda çok bocalamaya başlamıştır.. Nasri de ilk 60 dakika oynayarak iyi oynanan bölüme direkt katkı yapan oyuncudur.. Arshavin eksik kaldı doğru, rolü inkar etmeye devam ediyor takımda.. Bir diğer etken Chamakh'ın takımla olan net uyumsuzluğu.. Ama Nasri bence bu kısma dahil olmuyor..

Yabancı dedi ki...

ikinci yarı fulham gibi oynayan defansif bir liverpool karşısında everton bile daha yüksek pas yüzdesi ve topa sahip olma oranı yakalayabilir. ha everton kötü takım mı? sümme haşa.

açıkçası maç istatistiklerine bakmadım ama "ceza alanı içene yapılan ortaların sayısı"/"chamakh veya herhangi bir arsenallinin bu toplarla buluşması" sonucu rahat bir 7-8 çıkacaktır. 1-0 geride olduğunuzda bu 7-8 şişirme süper ligde farklı anlama geliyor da premier ligde çok farklı anlama mı geliyor bilmiyorum açıkçası.

nasriye gelince herhalde dikine oynadığı tek top yok liverpool maçında[abartının dibine vurmak]. ha nasri kötü oyuncu mudur. nasri tam da arsenal seviyesinde bir oyuncudur hatta biraz da üstündedir. şut çeker, adam geçer, oyun zekası apayrıdır. ama bu maçta tek kelimeyle "o maestro" değildi. bunda diaby ve wilshere'ın ve hatta eboue'nin katkısı çok fazladır. song veyahut frimpong'la başlansaydı bambaşka bir nasri izlerdik. gayet de memnun olurdum açıkçası.

liverpool hiç oynamadı, şanslı bir gol buldular, fakat arsenal de oynamadı, ve daha şanslı bir gol bulduk.

hit counter
Blogger tarafından desteklenmektedir.