Ronnie O'Sullivan 6-4 Neil Robertson
Marco Fu 2-6 Peter Ebdon
Allister Carter 3-6 (Rory McLeod 6-2 Mark Williams)
Shaun Murphy 6-4 Stephen Hendry
Stephen Maguire 6-3 (Mark King 6-2 Jimmy White)
Ryan Day 6-0 Joe Perry
Mark Selby 6-1 Ding Junhui
John Higgins 2-6 Mark Allen
İlk turda oynanan snooker'ı Masters gibi bir turnuvaya, böyle bir isme yakıştırmak çok zor.. Wild card mücadeleleri başlangıçta zaten bu sinyali verdi.. Jimmy White'ı beklendiği gibi yenen Mark King'in ilk turda Stephen Maguire'la oynadığı maçsa fiyasko mücadeleler tarihine altın harflerle yazıldı.. Mark King'in rezaletine eklenen berbat Maguire vuruşları ve bunun sonucunda Maguire lehine çıkan 6-3'lük sonuç fenaydı.. Benzer şekilde ilk turun en düşük profil mücadelesinde Ryan Day'in Joe Perry karşısındaki 6-0'lık skoru benzer etki yarattı.. Day'in o kadar vasat bir oyunla Perry'ye halkayı takmasını iyiyi bırakın standart snooker'la açıklamak mümkün değil..
İlk turun en kaliteli maçı Ronnie - Robertson arasında oynandı.. Neil 3-0 yaptı, Ronnie ondan sonraki 7 frame'in 6'sını alıp maçı imzaladı.. Neil öne geçerken ve ondan sonra Ronnie geri dönerken mükemmel snooker oynadılar.. Ronnie'nin maçı defansif oyunla döndürüşü bence muazzam.. Maçtan sonraki açıklamalarında %20'lik uzun potla kazanmayı düşünemezsiniz bile, berbat oynuyorum tadında açıklamalar yapmış.. Gençlik dönemindeki çizgisinden çok uzak olduğunu ekleyip yer yer umutsuzluk kokuları getiren cümleler kurmuş.. Üstüne bugün Peter Ebdon'u maçın başında perişan edişi beni çok şaşırtmadı.. Daha önce söylediğim gibi Neil Robertson'u Masters ilk turunda geçen Ronnie O'Sullivan bu turnuvanın en büyük favorisidir..
Selby'nin Ding'i geçmesinden daha önce bahmetmiştim.. Shaun Murphy'nin Stephen Hendry'yi 6-4'le geçtiği maç da ilk turun en kaliteli ikinci maçıydı bence.. Hendry'nin ilk seansta gösterdiği kalite ve Shaun Murphy'nin buna verdiği cevap iyi snooker'ı ortaya çıkardı.. 5-3'ten sonra 5-4 yapıp sadece renklilere kalarak 10. frame'i de garantilemeye yaklaşan Hendry'nin yeşilde yaptığı hata affedilir gibi değildi.. Murphy de muazzam bir şans topuyla birlikte affetmedi.. Orada maçı decider'a götürse ibre tamamen Hendry'ye dönecekken elendi İskoç.. Geçmişi başarılarla dolu eyvallah ama öyle bir mağlubiyet alemin kralı olsanız adamı hırpalar, 1 ay bıraktırır snooker'i..
Son olarak Mark Allen'in John Higgins'i yenişine gelelim, büyük sürprizdir gözümde.. Ama gerçekten harika oynadı Allen.. İşin içinde Higgins'in bir dönem antrenmanları bırakması ve Allen'in çok yakın bir arkadaşının kaybının sağladığı yüksek motivasyon var.. Allen'in 45 yaşındaki snooker ve pool oynayan bir arkadaşının kalp krizi sonrasında hayatını kaybetmesi kendisini UK Championship'te büyükbabasını kaybedip bundan üst düzey motivasyon üreten Stephen Maguire'a yaklaştırıyor.. Tipini de, tarzını da sevmem ve buna neden olan en büyük faktör Roket hakkındaki abuk açıklamalarıdır.. Higgins maçından sonraki duygusal açıklamaları ve Higgins'i överken araya Ronnie'yi de sıkıştırması ise güzeldi, yaptığı yanlışın farkında olduğuna delalet etti.. Çeyrek final mücadeleleri şu şekilde:
Ronnie O'Sullivan 6-3 Peter Ebdon
Mark Williams 6-4 Shaun Murphy
Stephen Maguire - Ryan Day
Mark Selby - Mark Allen
Mark Williams'ın Murphy galibiyeti de ilginç ama ilk turdan sonra kokuları yavaş yavaş almıştık.. Maçı izleyemedim, bir şey diyemiyorum.. Maguire - Day maçı yine kötü geçmeye namzet.. İlk maçında devamlı mimik ve jest yapan Maguire'ın Perry'den simit yapan Day karşısında ne yapacağını merak ediyorum ama bu maç da yüksek kalite vadetmiyor gözümde.. Selby - Allen maçı ise ilginç bir boyuta geldi ilk tur maçlarından sonra.. İki sürpriz, iki genç ve kalite oyuncu.. Selby Masters'ın hası, Allen ise çok farklı bir kafa yapısıyla geliyor maça.. Buradan çıkan adam finalin büyük adayıdır.. Ronnie - Williams maçından Roket'in çıkıp Allen'la finalde Dünya Şampiyonası'nın hesabını kesmesi dileğimdir ama Selby - Roket finali de fena olmazdı..
Turnuva benim için de inanılmaz bir deneyim oluyor tabii.. Keyfi, zevki harikulade.. Bu arada Emre Yazıcıol sadece efsane snooker anlatmıyormuş, aynı zamanda oynuyormuş da.. Tahmin ediyordum zaten, masanın etrafında da gözlem yapma şansına sahip oldum..
5 YORUM:
Eurosport'un Türkiye'deki dandik yayın politikası nedeniyle keyifle bir final izleyemiyoruz. En heyecnlı yerinde Dakar'a bağlandı. Eurosport 2 ne işe yarar acaba. A evet Alp disiplini kayak yayınlaması gerekiyor...
Türkiye'deki yayın politikasıyla alakalı bir durum değil gmnydn, genel yayın politikasıyla ilgili daha çok.. Türkiye şubesinin elinde olan bir durum değil, genel merkezin sadece Türkiye'ye özgü bir seçimi de değil.. Snookerseverler için hoş değil tabii ama yapacak pek bir şey yok..
Ancak orjinalini sunanlar: eğer Eurosport 2'niz var ise oradan devam edeceğiz yoksa Dakkar Rallisi'nden sonra Eurosport International'dan takip edebilirsiniz, gibi birşey söylediler. Bu durumda bazı ülkelerde Eurosport 2 eksik kısmı yayınladı diye anlıyorum. Ayrıca özellikle takip ettim, mevzubahis 45 dakika boyunca 3 defa aynı haberler yayınlandı Eurosport 2'de. Entersan yani.
Bildiğim kadarıyla 2 her ülkede aynı yayını yapıyor ama çok da emin değilim, sorup öğreniriz gerçeğini..
ya kardeşim bir sürü transfer söylentisi dolanıyor. sen hala snooker ??
Yorum Gönder