19 Eki 2008

,

Galatasaray 3-0 Trabzonspor


Galatasaray'ın böylesine rahat kazanabileceğini düşündüğüm bir maç değildi bu Bursa maçından sonra.. Topal, Linderoth ve Barış'ın sakatlığıyla geçen haftaki deplasmandan sonra tek göbekli orta alanın sürekli olacağını umuyordum ama bugün bir Meira sürprizi daha geldi Skibbe'den.. Asıl defansif orta sahaları sağlamken Steaua maçına Meira'nın önliberoda çıkması ne kadar hatalıysa bu yoklukta orta sahaya geçmesi de o kadar anlaşılırdı.. Hemen hemen hatasız bir maç çıkaran Emre Aşık takımı yaksa çok sorgulanırdı bu tercih ama hem orta sahanın durumu, hem de Servet-Meira tandeminin kusursuz olmaması nedeniyle olması gereken düzenle birlikte çok mantıklı geldi bana.. Bu olayın tersini Trabzonspor'da görmek mümkün.. Kötü oyun sonrası Tayfun'un sağ beke, Serkan'ın da orta sahaya geçişiyle birlikte Colman'ın yedek kalmasıyla takım düzenindeki taşları yerinden oynatan Yanal yarın bu nedenle çok dayak yer.. Trabzonspor'un negatif futbolunda bu seçimlerin etkisini belirlemekse neredeyse imkansız yalnız.. Fakat sezonun başından beri gözüken bir şey var.. Yattara'nın tekrar 11'e girişiyle birlikte Gökhan-Umut ikilisinden birinin Isaac tarafından şiddetle kesilmesi gerekiyor.. Bu kadar benzer özellik(siz) sahibi 2 tane forvetin takımın sistemini tekdüzeleştirdiğini düşünüyorum.. Umut kenara gelir de forvet partneri Isaac olursa daha iyi bir hücum takımı olacak Trabzon.. 2-3 haftaya görürüz sanırım bu kadroyu..

Morgan De Sanctis'in kurtarmadığı toplarda bile ne kadar iyi kaleci olduğunun gözüktüğünü söylememek mümkün mü peki? Karşı karşıya pozisyonlarda rakip oyuncunun açısını bu kadar mükemmel kapatan bir adam ben görmemiştim.. Top kurtarmadan harika maçlar çıkarıyor İtalyan.. Gökhan'ın sağ çaprazdan auta attığı golün kaçırıldığını kim iddia edebilir mesela? Tamamen bir kaleci başarısıdır bu ve oynamaya başladığı günden beri karşı karşıya pozisyonlarda bu özelliğini gösteriyor De Sanctis..


Baros sağlam markaj yedi Trabzon tandeminden ama devamlı hareket ederek arkadaki üçlü hattın ileri çıkışlarını çok kolaylaştırdı.. Tek forvetli bir sistemde golden başka ne beklersiniz forvetinizden? Bunu beklersiniz.. Yani bu 90 dakika goller dışında Baros'un gol atmadan da tek forvet oynayabildiğini gösteren bir delil olarak kayıtlara geçer.. Elbette bu saptamanın geçerlilik kazanması için bu performansların tekrarlanması gerekiyor ama önemlidir 90 dakika da olsa..

Galatasaray bugün yine çok iyi değildi.. Maçı rahat çıkardılar ama istenilen seviyeden çok uzakta oldukları ortada.. Ama Baros'un arkasındaki üçlünün, özellikle de kanatlardaki Kewell ve Arda'nın açık/forvet olayına en çok yaklaştıkları maç oldu.. 3 defa ileri çıkışlarla pozisyon buldular bu adamlar.. 4-4-1-1'in işlememesinin nedenini ne olarak saptamıştık daha önce? Önliberoların ileri çıkışları merkez olarak ayarlayamamaları, kondüsyon ve güç sorunu ve de açık oyuncuların ileri çıkışlarda yetersiz kalarak takımın hücum gücünün düşük kalmasına neden olmaları.. Bugün son iki konuda gelişmeler vardı sahada.. Kewell ve Arda daha da güçlenip bu çıkışları ve çizgiye inişleri daha sık yaptığında kimse Baros'un yanında ikinci bir forveti aramayacak, bu gereksiz tek/çift forvet tartışmaları da umarım son bulacak.. Keşke her takım için gerçekleşse de bu, dünyanın en saçma tartışmalarından biri bitse Türkiye'de..

Topal ani bir iyileşme süreci göstermediği müddetçe Olympiakos maçında da bu 11'in aynı şekilde sahaya çıkması net bir gerekliliktir bu maçtan sonra..

Edit: Eklemeyi unutmuşum, Bünyamin Gezer'in Lincoln'ün golünde sarıyı göstermek için gidip sarısı olduğunu hatırlaması üzerine golden sonra atamayacağını düşünüp geri dönmesi çok acı bir sahne olarak belleğime kazındı benim.. Ondan sonraki elle oynamada da aceleyle kırmızıyı çıkartıp huzura kavuşmasını da kaçırmadık tabii.. Bir hakem en net penaltıyı vermesin ama şu duruma düşmesin.. Lütfen..

16 YORUM:

Adsız dedi ki...

Levent Öktener dedi ki...

Galatasaray maçı en az 3 olur mr parma :)



saygılar..

:))

methaldar dedi ki...

Galatasaray TSL'de bu sene evindeki bütün maçları kazanır. Ancak deplasmanlarda saçma sapa puan kayıpları yaşayacak gibi geliyor bana.

apaç dedi ki...

bu akşam biraz daha takım gibiydik. ama gene çok kötü bir futbol/ne yaptıği belli olmayan bir oyuncu kadrosu vardı sahada.

emre aşık'ı beğendim. meira'ya nazaran daha uyumlu gözüktü servet ile.

sabri, değil uğur miguel gelse bile o bölgeyi kimseye kaptırmayacağını bir kez daha gösterdi bugün. gene harikaydı.

onun dışında hakan kadir balta iyiydi. hoş bunu biraz da ersun yanal'a bağlamak gerekir. nicolita'sından, sionko'suna, mehmet topuz'Undan, veli acar'ına istikrarlı bir şekilde tüm sağ açıkların sevgilisi olan böylesi hantal bir bekin karşına nasıl dikilmez yattara gibi bir adam anlamak mümkün değil!?

lincoln'ün kırmızı kart görmesine sevindim. kewell-lincoln ikilisinden en az birisi kızağa çekilmediği müddetçe gün yok çünkü bu takıma.

keşke uefa kupasında çekse şu cezasını da; biz de az lincoln'lü bol sabri'li, barış'Lı bir kadroyla alaşağı etsek olympiakos'u.

ziggytheking dedi ki...

Galatasaray seyircisi de herşeyi ıslıklamayı çok acil bıraksın. Korkuyorum yarın bir gün sahaya kazayla giren kediyi de ıslıklayacaklar. Lütfen...

Adsız dedi ki...

ben artık eminim bu apaç aklınca dalga geçiyor. tamam keqwell lincoln beğenmeyebilirsin de olimpiakosu barışla sabriyle yeneceğimizi iddia eden biri kusura bkmasın ama bir halttan çakmıyordur. koşmakla olsa o işler gelsin kenya dünya şampiyonu olsun..

Mesut Ulukök dedi ki...

apaç sen bir blog aç, hit rekorları kırarsın... Vallahi...

Adsız dedi ki...

Pek adetim değildir, bloglara yorum yapmak ama son kez bir istisna yapayım :)

Yani diyorsun ki Emrem, Galatasaray bugün çift ön libero oynadı?

Başka maçlar izlemişiz o vakit. Benim izlediğim maçta Meira tek ön libero olarak oynadı.

----------Meira
Arda-Ayhan-Lincoln-Kewell
----------Baros

Bünyamin Hoca, maçtan sonra 'pozisyonu gördüm, sarı kartlık bir hareket yok bence' dedi bu arada :)

Kararı yanlış olmasına rağmen, senin dediğin şekilde bir olay yok ortada sözün özü...

Galatasaraylı gibi düşünmek istemediğini, 'zerre katılmamakla birlikte' anlayabiliyorum lakin, bu şekilde düşünmen şaka gibi...

''Bünyamin Gezer'in Lincoln'ün golünde sarıyı göstermek için gidip sarısı olduğunu hatırlaması üzerine golden sonra atamayacağını düşünüp geri dönmesi çok acı bir sahne olarak belleğime kazındı benim.''

Bu nasıl bir cümledir Allah aşkına...

Adsız dedi ki...

o değil de kewell a sağ tarafta çok yazık oluyor.arda nın sağ tarafta gösterdiği performansın da altında kalıyor.eğer ikisinden biri sağ tarafta oynamak zorundaysa bu arda olmalı.

Parma Maniac dedi ki...

Anlaşılamadığını düşündüm Bünyamin Gezer'le ilgili yazdığım şeyin.. Olayın taraftar olmakla ya da objektif olmaya çalışmakla hiçbir ilgisi yok.. Zaten ne maçın gidişatını değiştiren bir es geçiş, ne de başka bir şey..

Bünyamin Gezer eğer pozisyonu gördüm sarı kartlık bir şey yok demişse buna zerre inanmam ben.. Korner bayrağını söküp sallamak sarı mıdır? Sarıdır.. Buna bence sarı yoktu diyen hoca, forma çıkaran bir futbolcu için es geçişi sonrasında pozisyonu gördüm ama bence sarı değildi diyen birinden farklı değildir gözümde, ki imkansızdır bana kalırsa..

Olay şu benim gördüğüm kadarıyla.. Pozisyonu gördü, sarı vermeye niyetlendi ama o anda ilk sarıyı hatırladı.. Lincoln 3'ü takmış, tribünler coşmuş, bunun üzerine kırmızıyı çıkarırsam Sami Yen yıkılır, güzelim maçı mahvetmiş oluruz, görmezden geleyim bir şey olmaz şu durumda dedi.. Ki o sırada spikerin söylediği gibi yardımcılarla kulaklık vasıtasıyla hararetli bir tartışma içindeydi hakem.. Bu düşüncemin haklı olduğunu düşünmemi sağlayan diğer şey nedir? Lincoln 2 dakika sonra elle oynar oynamaz hakemin sanki Lincoln kaçıyor gibi 2. sarıyı hemen çıkartıp bir rahatlama içine girmesi.. Bu da çok net görünüyordu televizyondan.. Burada Galatasaray'ın kayırılması gibi bir şey yok yani, bir hakemin gol sonrası o stadın takımının bir oyuncusunu atamayacağını düşünüp komik duruma düşmesi var.. Çok üzücüydü benim açımdan bir hakem için, bunu belirttim sadece..

Adsız dedi ki...

İstisna dedim ama bir kez daha dırdır edip kaçayım :)

Başını ağrıtmak istemem, ama benim o cümlelerden ve sonrasından anladığım 'maçası yememiş' ve haliyle Galatasaray'ı kollamış olması ve akabinde pişman olmasıdır. Ben yanlış anlamışım o vakit...

Söylediği şey ise tabii Bünyamin Hoca'yı bağlar. Mikrofona; yazdığım şekilde konuşup, arkasından 'kulaklık meselesinin' sorulması üzerine; 'Kulaklıkla başka konuyu konuştuk' dedi. Artık inanarak mı söyledi, işine geldiği için mi söyledi, günahı O'nun boynuna tabii.

Görüşmek üzere,

Adsız dedi ki...

Ben cok berbat bir Galatasaray izledim bugun. Dogru duzgun(tek kasit hucumcu bir kadro) bir kadroyla cikilan bir macta atilan 30 sut, 15'i kaleyi bulan, bir bu kadar da net kacirilan Galatasaray nerede, bugunku gibi pisirik, kendi icine kapanmis, sonuk, Ali Sami Yen'de tarihinde hic yapmadagi kadar kontratak'a cikan Galatasaray nerede ? Illa ki, begenen hosuna giden vardir ama ben bu durumdan cok mutsuzum. Bana oynayan, oynadikca sevk alan, sevk aldikca daha cok saldiran, daha cok saldirdikca taraftari daha cok atesleyen Galatasaray'imi geri verin...

Orhun

NOT: Apac yazdikca komik oluyorsun arkadasim, ya hepimizin izledigi uzuv ile su maclari izle ya da suraya yorum yapma. Hayir sana birsey olmuyor ama Emre bariz bir sekilde takipcisini senin sig yorumlarin yuzunden kaybediyor.

Adsız dedi ki...

Bazen aşırı hassas ve hatta paranoyak oluyoruz heralde bazı konularda. Atılmayan Galatasaray'ın futbolcusuydu diye korner bayrağını çıkarmaya sarı gösteremeyen, sonra ben ne bok yedim diye ilk pozisyonda oyuncuyu atan hakeme doğru karar verdi mi diyecekti adam? Nedir hemen yok "Galatasaraylı gibi düşünmeme" imaları? Hayır ortada o kadar net bir rezillik var ki herhangi bir penaltı pozisyonundan veya maçın sonucuna etki etmeden falan da öte. Bir hakemin nasıl şahsiyetsizleşeceği. Şu takımı kolladı, bu takımı kolladının üstünde bir durum. Korner bayrağı çıkarmaya 2. sarı gösterse en fanatik Galatasaraylı'sı dahil ağzını açıp tek kelime edebilir miydi? Elle oynadı, oynamadıdan bin kat net bir olay. Ama işte hangi düşünceler giriyor hakemin orada kafasına bunu sorgulamak lazım. Bunu sorgulayan adamın da tutup alakasız biçimde taraftarlığına laf edenin veya "objektif olmaya kasmak"la suçlayanın taraftarlığının da 12 yaşında ortaokul çocuğunkinden farkı yoktur gözümde. Kusura bakmayın.

peralta dedi ki...

bünyamin gezer bence fiyasko bir hakem. dün hata yaptığı için de demiyorum bunu. vücut diliyle falan rezalet bir görüntü sergiliyor, görüntü kirliliği resmen. sopayla maç yönetilmez, hayt huytla maç yönetilmez. "galatasaraylı oyuncuyu azarlarsam büyük takım oyuncusuna posta koymuş olurum, delikanlı derler" zihniyetinde olan adamdan zerre hayır gelmez. aynı şey fenerbahçe ve beşiktaş için de geçerli.

lincoln'ün golünden sonra öyle komik duruma düşmesine en çok ben sevindim. o kadar delikanlıydın o anda atsaydın lincoln'ü.

aksilaz dedi ki...

lıncolne sarı olayı bana cumartesı ugur borala verılmeyen ıkınıc sarıyı hatırlattı

jose dedi ki...

apaç harbı senden yakında bır blog acmanı beklıyorum cok egzantrık yorumların var.HKB yı begenmen de ayrı bır durum bu defa.

Adsız dedi ki...

Eheh :) Niye bloglarda yorum yapmak istemediğimi tekrar hatırlatan, Orhun'un altında yazan 'adsız'a teşekkür ederim...

Umarım, başkaları hakkında 'atıp-tutmadan', 'okuduğunu anlayacak' seviyeye gelirsin bir gün.

Aslında 2 kişi konuşurken, üçüncüye ne düştüğünü de anlatırdım sana ama, abesle iştigal olur...

hit counter
Blogger tarafından desteklenmektedir.