18 Eki 2009

,

Galatasaray 4-3 Trabzonspor


Harry Kewell'in 20 civarı attığı golün 5 dakika öncesinde kendi kendime sahada olmasının nedenlerini sorguluyordum.. 5 dakika geçmeden o 'neden' geldi.. Kewell yine bir kenardan asıl beklenenleri yapmadan golü atarak kilidi açtı, takımın oyunun kontrolünü tamamen almasına yardımcı oldu.. Sadece golde değil, öncesinde ve sonrasında soldan Baros'un yanına girişleri de yine futbol bilgisinin, oyun görgüsünün kanıtı.. Skor hanesine katkı yaptığı her maçta ilk 1 saat boyunca tartışılmaz.. Ama o katkı yok olduğunda oyun içi defoları, takım savunmasına zararları da ortaya çıkıyor.. Bu açıdan Kewell'dan her sezon gelmesi gereken 10+ civarı gol çok önemli.. Gelmediği halde takıma zarar.. Geldiği anda bile bazen zarar ve bu akşamki değişikliğin altyapısını hazırlayabiliyor ama bunlar bu şekilde maç içinde çözülebilecek sakatlıklar..

Trabzonspor'un maça başlama kadrosu Galatasaray'ı durdurmanın ana plan olduğunu doğrular şekildeydi.. Yattara yokken sağ açığın Serkan'a emanet edilmesi, merkezde Colman ve bir kademe öndeki Engin Baytar ve solda Sabri ve Keita ikilisi karşısında helak olan ikiliden biri Gabric.. Uzantısı, Umut Bulut'un partneri Gökhan Ünal'dan yoksun bir şekilde tek forvet olarak sahada yer alması.. Çok dirençli bir takım savunması oluşturamadığınız anda Sami Yen deplasmanı için hücumda sakat bir takım.. Genel görünümleri de böyleydi..


İlk 15 dakikada, sezona başladığı 11'le uzun bir aradan sonra sahada yer alan Galatasaray'ın 2 haftalık bir futbolsuzluktan sonra uğurlu takımıyla iştahlı bir açılışı.. Daha sonra kısmi bir yavaşlama ve oyunu kenarlara, özellikle de sağ tarafa yıkmaya çalışan maç karakteri sonucunda gelen gol.. Galatasaray'a karşı oyunu geride kabul eden, defans çizgisini kaleye yaklaştırarak arkaya yaslanan her takımın mutlak sonu ilk gol ve devamı.. Maçın tartışmasız iki yıldızı Sabri ve Keita'yla birlikte Trabzonspor'un hücumda bir şeyler gerçekleştirebilecek tek kanadını kırıp, savunmada da demoralize eden Galatasaray, skor üstünlüğünden sonra da rahat oyununa devam etti.. Arda sahada yokken, sol taraf zerre çalışmazken, Trabzonspor'un sahaya çıkış şekli üzerinden tek kanatla işi götürmeye çalıştılar.. Başarılı da oldular.. Kewell'ın golden sonra kaçırdığı başka bir pozisyonun ardından gelen Servet'in şans golü.. İlk 40 dakikada gösterilen futbol böyle bir aradan ve takımın ana 11'inin tekrar bir arada görüldüğü maçta yeterli.. Fakat katiyen hedef futbolun yakınından bile geçmedi.. Bununla birlikte işler gayet yolunda giderken, devreye 2 kala yenen bir şans golü, bugünkü 7 gole ve 'gel-git'ler yaratan maça neden olabiliyor.. Kimine göre futboldaki şans faktörü, kimine göre futbolun güzelliği, kimine göre bu oyunun neden dünyada 1 numara olduğu.. Bazen sahadaki sistemleri, varyasyonları, oyun altyapılarını yok eden, böyle gelen bir garip gol olabiliyor..

Hugo Broos'un ikinci yarıya savunmayı öne çıkararak ve Galatasaray'ın sorunlu, iki tandeminin ortasında pres yaparak başlaması oyunu çözmesi değil, Galatasaray'a karşı bence yanlış hazırlandığının ve 45 dakikayı boşa harcamasının sahadaki tezahürü.. Tandemi sorunlu olan, orta göbekteki oyuncularında da hem yapısal sorun, hem de sezon içi formsuzluk gözlenen takımda işleri yine zora soktu.. İkinci yarının başında Galatasaray'ın ilk yarıdaki idare eden/yeterli olan futbolu sıfırlandı ve Trabzon daha ön tarafa gelmeye başladı.. Ayhan'ın bugünkü anlamsız ve formsuz futboluna eklediği oyun için hata sonucunda Colman'ın köşeyi gören topu oyunu tekrar başlangıç noktasına, tekrar hamle yapılması gereken (belki) hale getirdi.. 2-0'dan 2-2'nin görüldüğü skorda Kewell'ın çıkıp Barış'ın girmesi nasıl yorumlanabilir? Sistemi bozmadan, belki de hedeflenene çevirerek kalite ve dayanaklılık artırımı.. Ankaraspor deplasmanı gibi, anında oyuna yansıması muhtemelen şans.. Ama skor avantajıyla birlikte devamı son dakikalarda Galatasaray'a yardımcı oldu..


Barış'ın oyuna girmesiyle ekrana ilk yansıyan Keita'nın öne çıkışıydı.. Önce Keita'nın Baros'un yanına geçtiği bir 4-3-1-2 gibi geldi diziliş, daha sonra Arda sol açık, Barış sağ açık ve Keita yine bir kademe önde klasik 4-4-2 gibi yansıdı sahada.. Değişiklik oturduktan sonra da Sarp-Arhan-Barış'tan oluşan bir merkez üçlü ve kenar oyuncularıyla klasik olabilecek, hedefe yakın bir 4-3-3 gördük.. Trabzon'un kalabalık orta sahasına karşı irtifa kaybeden Galatasaray için kesinlikle gerekliydi.. Sonrasında yaşanan sakatlıklarsa sezon başından beri süregelen ve buraya taşımaya çalıştığım yapısal sorunların tekrar ortaya çıkışı..

İç sahada 2-0'dan 2-2'ye gelip 3. golü yeme tehlikesi yaşayıp, oradan tekrar 4-2'yi bulan bir takım son dakikada beraberlik tehlikesini yeniden yaşıyorsa durup biraz olsun düşünmek gerek.. Rijkaard'ın TFF'ye verdiği röportajda Türk oyuncuların mantalitesi ve duygusal yapısıyla ilgili yaptığı saptamalar müthişti.. Ama bugün yaşananları sadece Türk oyuncuların mental yetersizliklerine bağlamamak gerek.. Arkaya adam kaçırmaya meyilli ağır tandem, sistemin her bölgesini ekleyen merkezdeki nüveyi hala tam anlamıyla oluşturamama, sol bekin stoperken, sol açıktan da bir türlü verim alamayan ve takımı tek kanatlı bir yapıya doğru götüren oyuncu görünümleri ve yeni transferi bir türlü takıma entegre edememe.. İlk 10 haftayı tamamlamak üzereyiz, ilk yarının sonuna kadar en azından bir kısmında aşama göstermek gerek.. Rijkaard'ın son 2-3 haftada ekrana yansıyan endişeli tavırlarını da biraz olsun bunun üzerinden okumak ve değerlendirmek gerek..


Oyuncu performanslarına geçelim.. Kader Keita bu takımın açık ara, en önemli farklılığı, en büyük kalitesi.. Sorunları mevcut.. Oyun yapısı Rijkaard'ın kafasındaki futbola tam uymasını da engelliyor.. Teknik kapasitesi 'iyi' olsa ciddi anlamda yanından geçemeyeceğimiz bir oyuncuydu, ki bu nedenle iyi ki vasat dolaylarındaymış diyoruz.. Hem şu ana kadar gösterdiğimiz 4-4-1-1'de, hem de belki hedef olan 4-3-3'te bir kanadın mutlaka teslim edilmesi gereken oyuncu tipi.. Sezonun kesinlikle en iyi transferi..

Arkasına yine çok iyi bir maç çıkaran ve Keita'yla ilk maçına göre müthiş bir uyum aşaması gösteren Sabri'yi koyuyorum.. Aslında birbirlerini kesebilecek oyun stillerine rağmen şu anda gösterdikleri etkileşim çok önemli.. Olmadıklarında neler olabildiğini son 15 günde gördük.. Olduklarındaysa, tek taraflı bir takım olsa da, en azından sağıyla çok sert ve hızlı vurabilen bir takım haline geliyor Galatasaray.. Sabri'nin ilk goldeki ortası, attığı bazı ters toplar, rakip beki ve açığı tehdit eden ve rahat ettirmeyen bindirmeleri değerli kavramının çok ötesindedir, en azından benim görüşüm budur.. Mental yönden göstermeye çalıştığı gelişime ise sadece şapka çıkartırım, Rijkaard'ın gelişine duacı olurum..

Baros'un 3.golde yaptığının üzerine attığı 4. gol mücadeleci futbolunun ödülü olması açısından çok önemli.. Yine müthişti bugün.. Eğer Trabzon'un geri dönüşleri olmasa maçı Nonda'lık bir kıvama da sokuyordu yavaştan ama bugün olmadı.. Onun da teknik kapasite eksikleri ve havadan etkisizliği takımı tek düze top oynayan bir konuma sokabiliyor ama güçlü yönlerine odaklanıp bunların takıma kattıklarını değerlendirmek daha önemli..


Sarp'ta düşüş var.. Ayhan da sakatlık sonrası sezon başındaki gibi değil.. Arda bugün supporter'da da çok kötüydü.. Sola geçtikten sonra ortaya yaptığı koşu ve Baros'un indirdiği topta attığı gol kötü oyununu nötrleyecek değerde bir katkı.. Saha dışında çeneye vurunca saha içi performans kayıpları kaçınılmaz bu oyunda.. Biraz sakinleşmesi gerek.. Servet ve Gökhan genel anlamda takım savunmasını daha güvenli hale sokuyorlar ama fiziklerinin el vermemesi nedeniyle oluşan sakatlıklarda yapabilecekleri fazla bir şey yok.. Balta ise yavaş yavaş toparlıyor..

Fenerbahçe'nin akşam üstü yaşadığı beklenmedik (en azından benim açımdan) puan kaybı maçın önem katsayısını çok daha artırdı.. 8 puan tehlikesiyle gidilecek deplasmanda, şimdi kaybedecek daha az şeyi olan takım konumuna geldi Galatasaray.. Yenilgi 5 puanlık farkı tekrar getirir ama bir şey kaybettirmez.. 8 puan ise en ufak bir hatada şampiyonluğa uzaktan el sallamaya başlamak anlamına gelebilirdi.. Şans bugün biraz yanındaydı Galatasaray'ın.. Haftaya kimin tarafında olacağı, saha içi düzenlerden, sistemlerden ve taktiksel değişimlerden çok daha önemli olabilir.. Galatasaray ve Fenerbahçe oynadığı zaman her şey yalan, sahadakiler gerçek.. Bizim taraf ise şimdi biraz daha rahat..

30 YORUM:

lesmiserable dedi ki...

fenerbahçe maçına da gs'ın sarp(topal) ayhan barış üçlüsü ile çıkması lazım. ts maçı için de dönüm noktası barışın oyuna girişi olmuştur.

guiza semih dedi ki...

sizin bu savunmaya haftaya çok gol atarız. alex guiza oynarsa

Adsız dedi ki...

galatasaray haftaya fenerbahçe'yi dağıtır benden söylemesi.

Adsız dedi ki...

japon bayrağı açıldı artık arkası gelir haftaya!bekle bizi karadul civcivler..

KATIRCI dedi ki...

Kendi evinde bu sezon iyi bir başlangıç yapamayan bir takımdan 3 gol yiyen bir Galatasaray, haftaya sezona çok çok iyi başlayan Fenerbahçe karşısında darmadağın olur gibime geliyor. Maç oynanmadan kazanılmıyor nede olsa top yuvarlak..

apaç dedi ki...

leo franco*
sabri***
gökhan zan*
servet çetin**
balta?
keita ***
ayhan *
sarp **
kewell **
arda *
baros ****

leo, de sanctis'i anımsattı.

sabri, gene 90 metrede oynadı. savunmada önemli müdahalelerde bulunduğu gibi, hücumda da muazzam işler yaptı.

hakan kadir balta, tıpkı sertan eser gibi, bir kez daha soyadının futbolcusu olduğunu gösterdi. hadi hücum neyse de, geçen sene en azından iyi-kötü savunma yapıyordu. bu sezon onu dahi yapamıyor. bu irezil haliyle daha ne kadar süre alacak, daha ne kadar candan bezdirecek hakikaten çok merak ediyorum.

baros ilk defa, tek forvet nasıl oynamalıysa, öyle oynadı. galatasaray'a geldiğinden beri izlediğim en iyi tek forvet performansıydı. haftaya fenerbahçe maçında aynı performansı tekrar edemeyeceğini düşünsem de bu gece için özel bir teşekkür ediyorum kendisine. harikuladeydi.

zan, gene, servet'i kötü kıldı.

arda ve ayhan'da ise büyük düşüş var.

bu hafta fenerbahçe puan kaybetmeseydi, kadıköy'den en az 1 puan çıkarırdık derdim ama şu şartlarda bu, çok kolay değil.

onun için tolunay kafkas'tan gelsin;

''deplasmanda alınan 1 puan iyidir.''

frank dedi ki...

tony tony sylvaaa
tony tonyy sylvaa :)

frank dedi ki...

hala aptal aptal soru soruyorlar rijkaard'a.allahtan 3. gol hemen geldi.yoksa skor 2-2 iken kewell çıkıp barış girer mi diye sallayacaklardı hafta boyunca.

Adsız dedi ki...

Rijkaard şu takımın başında 3+ sezon dursun biz bu sene şampiyon olmamaya razıyız zaten.çok klişe oldu artık biliyorum ama onu ne zmn o klübede görsem bu adamın ne işi var burda diyorum..

Adsız dedi ki...

-------

Sadece golde değil, öncesinde ve sonrasında soldan Baros'un yanına girişleri de yine futbol bilgisinin, oyun görgüsünün kanıtı.. Skor hanesine katkı yaptığı her maçta ilk 1 saat boyunca tartışılmaz.. Ama o katkı yok olduğunda oyun içi defoları, takım savunmasına zararları da ortaya çıkıyor.. Bu açıdan Kewell'dan her sezon gelmesi gereken 10+ civarı gol çok önemli.. Gelmediği halde takıma zarar..

------

tamamiyle katılıyorum.

adam gibi adam AKDEM dedi ki...

elano formsuz. ayhan gene diyagonal paslara başladı. arda'da düşüş var. barış sistemin oyuncusu değil.

bugün colman'ı, ceyhun'u hatta ve hatta oynamayan selçuk inan'ı görünce orta sahamızda ciddi bir fakirlik olduğunu düşündüm. fenerbahçe maçında değil ama ilerleyen haftalarda keisnlikle emre çolak bir şekilde takım içinde rol edinmeli. en azından ara transfere kadar.

tobias dedi ki...

taraftarın skor 2-0 iken fenerbahçe maçına dönmesi de takımı etkiledi biraz.doğru yerde doğru tezahürat yapmayı bir türlü öğrenemedik.

Adsız dedi ki...

her sene top oynuyoruz yenemiyoruz. bu sene top oynamayalım. mustafa sarp johson gibi vursun 35 metreden, savunmalarından birisine çarpıp gol olsun ve yenelim. maçın geri kalanının kalemizin önünde geçmesine razıyım.hakikaten daral geldi artık.

haftaya kadıköy'de
oynayın ölümüne
ko.un fenerbahçe'ye
canımız feda size

kapalıüst dedi ki...

yahu ayhan formsuz, arda düşüşte, gökhan zan yetersiz de sanki karşıda santos, carlos çok formda, önder, bekir çok yeterli. şimdiden enseyi karartmışız. teknik ekibe ve futbolcularımıza güveniyoruz. haftaya orada olacağız ve 3 puanla döneceğiz.kimsenin kuşkusu olmasın.

sembolist dedi ki...

Hocam maç analizin yine harika olmuş.Sizce Ayhan'daki topla çokm oynama isteği takıma zarar vermiyor mu?
Bence bugünkü maçın yıldızı Sabri idi..Kızamıyorum bu Sabri'ye,takımdaki mücadele ve uyanışın timsali gibi.
Şuanda tüm TV kanallarında ana tema aynı:Bu defansa Fenerbahçe çok gol atar'.
Sizce bu defansa nasıl bir çözüm gerekir?Ortayı 3 lemek(barışla) hücumda zafiyet yaratmaz mı?

Parma Maniac dedi ki...

sembolist, o istek her zaman, her takıma zarar verir ama Ayhan'ın ritüeli değildir bu.. Bugün devreler karıştı sadece, sanırım.. Defansın çok kötü olduğunu düşünmüyorum ben.. Var olan sorunlarıysa eldeki oyuncularla çözülecek cinsten değil, başka yönlerden tıkamak gerek gedikleri.. Fenerbahçe maçında Barış'lı bir üçlü göreceğimizi sanmıyorum ayrıca.. Sadece maç içi çözüm bu.. Belki haftaya 60'tan sonra yine, ama en başta değil.. Bence tabii..

Adsız dedi ki...

kızacaksınız ama derbide alex'e adam markajı verilmesi gerektiği kanısındayım. evet demode, yapan kalmadı ama alex olmayınca fenerbahçe'nin de olmadığı aşikar.takım içinden bir tane tomas abraham bulmalıyız ve mümkünse rijkaard da bir maçlığına güvenç kurtarlık yapmalı.

franco
sabri-emre aşık-servet-hakan
mehmet topal**alex**
keita-sarp-ayhan-arda
baros

mavi balina dedi ki...

maalesef savunmamız sabri dışında felaket. servet disiplinsiz oynuyor. gökhan zan zaten kötü.hakan balta'da inanılmaz bir düşüş var. neredeyse topa dokunmadan 90 dakikayı bitiriyor. sürekli ıskalar, adam kaçırmalar, sorumluluk almamalar..oradaki baskıyı ve hakem faktörünü de düşünürsek bu savunmayla işimiz çok zor.

Can dedi ki...

Son 3 maçtır çok sık yerleşim hatası yapar olduk. İlk yarım saat dar alana sıkıştırınca oyunu, ikinci topları süpürünce sıkıntı olmadı ama, yorgunluk başlayıp saçma bir kontrol oyunu denemesi ardından tepetaklak olduk. Bireysel hata sayısı çok fazlaydı; bu kadar çok hata olacağını sanmıyorum diyeceğim ama Kadıköy'de neler gördük biz. Bu bireysel hataları, arkada bıraktığımız geniş alanı, yerleşim hatalarını değerlendirir Fenerbahçe. Dahası oyun içinde psikolojisi bozuluyor takımın enteresan bir biçimde. Bu kadar iniş çıkış hiç iyi değil.

Adsız dedi ki...

Leo-Sarbi-E.Aşık-Servet-Balta-Topal-Keita-Elano-Kewell-Baros

Bana göre Fb maçı 11'i.

Adsız dedi ki...

haftaya fenerbahçe 3-4 farkla kazanır.

Adsız dedi ki...

parmamnc Galatasaray-Bucaspor :D
duygu ve düşüncelerinizi alalım

Unknown dedi ki...

Ben FB maçının 3ten aşağıya olmayacağını düşünüyorum, 3ten az yersek şaşırırım açıkçası bu takım savunmasıyla.

Adsız dedi ki...

bende öyle düşünüyorum. ardanın gene stresten yokları oynadığı bir maç olur. bu maçtada bitane 40 metreden vurulan şut birine çarpıp gol olur ordan kaybederiz 4-5 e gider zaten bu savunmayla

Unknown dedi ki...

serkan'in penalti ve arda'nin kirmizi kart pozisyonu(lari) hakkinda yorumlari alabilir miyiz?

tesekkurler

pi dedi ki...

Yahu arkadaşlar el insaf! Gören de takım fark yemiş, ezilmiş sanacak! Ankaragücü maçında gelmeyen tepkiler bu maçta geliyor, hayret yahu!

İşte Galatasaray bu, bunun ötesi nedir ki? Bu takım atıyor, yiyor. Ayda yılda bir atamadan yer, ara ara da yemeden atar. Ama maçlar böyle geçecek, aşağı yukarı belli bir şey.

Hepimiz teknik direktör olacağımıza biraz da taraftar olsak da şu maçların keyfini çıkarsak diyorum? Özlemediniz mi Bülent Korkmaz'lı zamanlardan sonra şu estetik futbolu?

Lucescu gelir beğenmezsiniz, Rijkaard gelir beğenmezsiniz. Ne yapsın kardeşim bu adamlar, bizim 100 katımız para harcayan Real Madrid'de gol yiyor, puan kaybediyor?

Belki haftaya Fener bize 4 atar. Ama korkmayın. Biz de onlara 5 atarız. 4 yeme potansiyeli fazlasıyla olduğu kadar 5 atma potansiyeli de var...

pi dedi ki...

Bu arada Parma, Keita'nın tekniği vasat mı sence? :)

Parma Maniac dedi ki...

Zaten yazmışım, tekrar sormanın gereği nedir ki?

pi dedi ki...

Aklı başında her insan o tek cümlelik sorunun evet hayır'dan öte bir cevap almak, konuyu açıp genişletmek adına sorulduğunu anlar.

Çoğu zaman attığı çalımlar, hareketleri, kendine has oyun tarzı vs. ile gözümüzü gönlümüzü açan adamın tekniğinin vasatın üstü olduğunu düşündüğümden, belki biraz daha açarsın o paragrafı, belki ben yanlış yorumlamışımdır diye sormuştum. Ama boşver. Yazmış etmişsin zaten, teşekkürler güzel cevabın için.

Parma Maniac dedi ki...

Aklım gayet başımda ve ben öyle anlamadım.. Vasat dolaylarında derken sadece vasat anlamı çıkmaz mesela oradan pi.. Ben de vasatın biraz üzerinde olduğunu düşünüyorum ama "iyi" kavramının içini dolduracak kadar değil.. Ki daha önce de geçti blogda bu cümle, okumamış olabilirsin..

Keita'nın oyununun çoğunlukla üstün fiziğine dayandığını düşünüyorum.. İlk dokunuşu, topla olan yumuşaklığı, şut stili teknik yönden biraz yetersiz.. Genel anlamda da fiziğiyle dövüyor zaten rakip bekleri.. Bu üstün fiziğinin yanında zaten iyi ve onun üstüne çıkabilen bir tekniği olsa kesinlikle bu yaşta yolu Türkiye'den geçmezdi dediğim gibi..

hit counter
Blogger tarafından desteklenmektedir.