Bu stad için, hepimizin yüreği daha hızlı çarpıyor. Bir bakıma geleceğimiz, yarınlarımız, başarıların teminatı...
Önce, Fenerbahçe derbisinde tribünlerimizin rezil performansı "acaba?" dedirtti. Acaba, yeni stadımızda da mı bu kadar "etkisiz eleman" olacağız?
Ama sonra, bizi bekleyen daha büyük bir tehlikenin farkına vardık. Nedir bu tehlike ?
Galatasaray, Florya'da her zaman yaşadığı/yaşattığı "kolej havası", dostluk, kader birliği, ağabey-kardeşlik üzerine kurdu başarılarını. Şampiyonluklar böyle geldi. Yoksa nasıl açıklanabilir ki; rakibinin 50.000 kişilik stadı, 2 kat bütçesi, yıldızlarla dolu kadrosu dururken, sen ise 1 yıldır ödemelerini alamazken gelen şampiyonluklar...
Galatasaray elbet tökezlerdi o dönemlerde de. Ama takip eden haftalarda bu kolej ortamı sayesinde düştüğü yerden kalkar, yoluna devam ederdi.
Son 2 senedir Galatasaray, bahar aylarında sendeliyor... Sonra düşüyor... Yerden kalkamıyor... Sürünüyor...
Bu kapitalist düzende kolej havasını devam ettirmek elbet zordu. Ve sanırım yenik düştük bu savaşta. Artık bizim topçularımız da en az rakibimiz kadar kazanıyor. Ödemeleri peşin ve zamanında yapılıyor. Eskiden en iyi Galatasaray futbolcusu, vasat bir Fenerbahçe topçusu kadar kazanamazdı. Artık bütçeler denkleşti. Sahada varlığı ile yokluğu belli olmayan futbolcularımız da çuvalla para kazanıyor.
Eskiden ağabeyler çıkardı, takımı toparlardı. Sorumluluk alırdı. Artık böyle liderlerimiz de yok. Arda mı ? Geçiniz...
Maddiyatın ve aşırı profosyonelliğin ön plana çıktığı Florya, artık Samandıra'dan farksız. Sırayla Eskişehir, Trabzon ve Fenerbahçe'ye kaybeden takım, yüzsüz gibi Sivasspor'la da berabere kalabiliyor.
Aslantepe'de beni en çok korkutan durum bu. O stadı herkese dar edeceğiz derken, oluşan bu yeni yapı yüzünden, çok defa başımız önde ayrılabiliriz o mabedden. Tıpkı, Saraçoğlu'ndan Kadıköy sokaklarına akan üzgün Fenerbahçeli dostlarımız gibi...
@E, 2000-2010 dönemine kadar maddi sıkıntılar nedeniyle bahsi geçen Kolej takımı havası oluştu haklısın.Ne varki kazandıklarımız kadar kaybettiklerimiz de çok. O dönemde parasını bile veremediğin,antremanlara çıkmayan oyunculara ceza veremedin; istemedikleri oyuncuları yada antrenörleri göndermek durumunda kaldın. Çünkü biliyordun ki hepsini gönderip yenilerini göndermek çok daha pahalı olacak. Kalli döneminde ve geçen seneki yapılanmada birazını gönderdin ama hala iç tarafta isyankar uzantıları belli. 2 senedir yeni yapılandırmaya karşı bir direniş var. Şöyle günlük bir olaydan anlatırsak. Düşünün ki bir döküm atölyeniz var, içinde Türk ustabaşları ve elyordamıyla az maaşla çok güzel işler başarabilen elemanlarınız var.Ama artık çağla beraber daha çok ürün ve otomasyon gerekiyor. Yurtdışından bir ustabaşı getiriyorsunuz; o da diyor ki bu işler için yeni makine lazım ve bunu kullanacak elemanlar gerek. Sizin yıllardır çalıştırdığınız el işçileri yeni sistemi öğrenecek bir kısmı da işsiz kalacak;üstelik çok sevdikleri ustabaşlarının yerine dilini bilmedikleri onları yeni şeyler öğrenmeye zorlayan bir kişi de var artık. Başlıyor mızlanmalar, yeni makineleri kötülemeler, kötü iş çıkarmalar; deniliyor ki eskiden olsa kalırdık mesaiye Ahmet usta da işi biliyordu yapardık daha güzelini. Sonra patron bakıyor ki hakkaten işler aksıyor ve işçiler mutsuz; gönderiyor Hammer Usta'yı, getiriyor Ahmet Ustayı. Hatırladınız galiba geçen sene yaşananları :D
11 YORUM:
Mesafe neden bu kadar dar gibi gözüküyor. Fotoğrafta çok dar gibi.
Stadımız bitsin hayırlısıyla işte o zaman bizi kimse tutamaz.. Taraflı medya bile seyreder sadece..
YENİ STADIMIZI BEKLERKEN, BİZİ BEKLEYEN TEHLİKE !
Bu stad için, hepimizin yüreği daha hızlı çarpıyor. Bir bakıma geleceğimiz, yarınlarımız, başarıların teminatı...
Önce, Fenerbahçe derbisinde tribünlerimizin rezil performansı "acaba?" dedirtti. Acaba, yeni stadımızda da mı bu kadar "etkisiz eleman" olacağız?
Ama sonra, bizi bekleyen daha büyük bir tehlikenin farkına vardık. Nedir bu tehlike ?
Galatasaray, Florya'da her zaman yaşadığı/yaşattığı "kolej havası", dostluk, kader birliği, ağabey-kardeşlik üzerine kurdu başarılarını. Şampiyonluklar böyle geldi. Yoksa nasıl açıklanabilir ki; rakibinin 50.000 kişilik stadı, 2 kat bütçesi, yıldızlarla dolu kadrosu dururken, sen ise 1 yıldır ödemelerini alamazken gelen şampiyonluklar...
Galatasaray elbet tökezlerdi o dönemlerde de. Ama takip eden haftalarda bu kolej ortamı sayesinde düştüğü yerden kalkar, yoluna devam ederdi.
Son 2 senedir Galatasaray, bahar aylarında sendeliyor... Sonra düşüyor... Yerden kalkamıyor... Sürünüyor...
Bu kapitalist düzende kolej havasını devam ettirmek elbet zordu. Ve sanırım yenik düştük bu savaşta. Artık bizim topçularımız da en az rakibimiz kadar kazanıyor. Ödemeleri peşin ve zamanında yapılıyor. Eskiden en iyi Galatasaray futbolcusu, vasat bir Fenerbahçe topçusu kadar kazanamazdı. Artık bütçeler denkleşti. Sahada varlığı ile yokluğu belli olmayan futbolcularımız da çuvalla para kazanıyor.
Eskiden ağabeyler çıkardı, takımı toparlardı. Sorumluluk alırdı. Artık böyle liderlerimiz de yok. Arda mı ? Geçiniz...
Maddiyatın ve aşırı profosyonelliğin ön plana çıktığı Florya, artık Samandıra'dan farksız. Sırayla Eskişehir, Trabzon ve Fenerbahçe'ye kaybeden takım, yüzsüz gibi Sivasspor'la da berabere kalabiliyor.
Aslantepe'de beni en çok korkutan durum bu. O stadı herkese dar edeceğiz derken, oluşan bu yeni yapı yüzünden, çok defa başımız önde ayrılabiliriz o mabedden. Tıpkı, Saraçoğlu'ndan Kadıköy sokaklarına akan üzgün Fenerbahçeli dostlarımız gibi...
@E,
2000-2010 dönemine kadar maddi sıkıntılar nedeniyle bahsi geçen Kolej takımı havası oluştu haklısın.Ne varki kazandıklarımız kadar kaybettiklerimiz de çok.
O dönemde parasını bile veremediğin,antremanlara çıkmayan oyunculara ceza veremedin; istemedikleri oyuncuları yada antrenörleri göndermek durumunda kaldın.
Çünkü biliyordun ki hepsini gönderip yenilerini göndermek çok daha pahalı olacak.
Kalli döneminde ve geçen seneki yapılanmada birazını gönderdin ama hala iç tarafta isyankar uzantıları belli.
2 senedir yeni yapılandırmaya karşı bir direniş var.
Şöyle günlük bir olaydan anlatırsak.
Düşünün ki bir döküm atölyeniz var, içinde Türk ustabaşları ve elyordamıyla az maaşla çok güzel işler başarabilen elemanlarınız var.Ama artık çağla beraber daha çok ürün ve otomasyon gerekiyor.
Yurtdışından bir ustabaşı getiriyorsunuz; o da diyor ki bu işler için yeni makine lazım ve bunu kullanacak elemanlar gerek.
Sizin yıllardır çalıştırdığınız el işçileri yeni sistemi öğrenecek bir kısmı da işsiz kalacak;üstelik çok sevdikleri ustabaşlarının yerine dilini bilmedikleri onları yeni şeyler öğrenmeye zorlayan bir kişi de var artık.
Başlıyor mızlanmalar, yeni makineleri kötülemeler, kötü iş çıkarmalar; deniliyor ki eskiden olsa kalırdık mesaiye Ahmet usta da işi biliyordu yapardık daha güzelini.
Sonra patron bakıyor ki hakkaten işler aksıyor ve işçiler mutsuz; gönderiyor Hammer Usta'yı, getiriyor Ahmet Ustayı.
Hatırladınız galiba geçen sene yaşananları :D
Çok boğucu atmosferi olacak gibi. Hadi bakalım.
stad neden oval anlam veremedim. yoksa bir aptallık yapıp olimpik mi yapıyorlar?
dikdörtgen stadlar daha iyi değil mi?
Olimpik yapılmıyor stat.. Futbol stadı olacak..
bir saniyeliğine "uzunlar"ı, uzanlar okudum, çok korktum...
EPL havası yaşatır bu stad.
şimdiden heyecanlanıyorum.
tam bir cehennem.
şu haliyle bile ülkenin en modern stadı:)
arkadaşlara katılıyorum bencede stat çok dar görünüyor insanı ferahlatacak bir dizayna sahip yapılsaydı keşke
Yorum Gönder