Beşiktaş 1-2 Fenerbahçe

Fenerbahçe görünürde klasik 4-4-2, Beşiktaş ilk bakışta 4-3-3 gibi görünen bir yapıyla sahada.. Ama iki takımın sistemleri sahadaki oyuncu hareketleriyle birbirine yaklaşabiliyor.. 4-3-3'ün sağında forvete destek veren Holosko ve daha çok orta saha gibi oynayan Tello'yla 4-4-2'ye gidip gelen Beşiktaş'la, Deivid'in ortaya kat ederek Güiza ve Semih'i tamamlaması, Uğur Boral'ın da solda yine mücadeleci yapısıyla daha çok orta saha gibi çizgide 3. oyuncu olmasıyla 4-3-3'e dönmeye çalışan bir Fenerbahçe.. İki takımın ilk 60 dakika boyunca sahaya koyduğu futbolda Fenerbahçe'nin bariz üstünlüğünü belirleyen, benzer sistem üzerinde oyuncuların farklılıkları.. Bobo ve Holosko'nun orta sahadan tamamen kopuk oyununa Semih ve Güiza'nın tam tersine tamamen bütünleşik bir yapı göstermesi, üstüne Deivid'in sağdan devamlı içe kat ederek orta sahada bir de sağ açıktan gelen üstünlüğü getirmesi, zaten Emre ve Selçuk'un iyi bir maç çıkardığı mücadelede bariz bir Fenerbahçe üstünlüğü doğurdu.. İşi orta sahada bitiren takımdı Fenerbahçe..

55'te durum 2-0 olduktan sonra takımda işleyen yapıyı dinamitleyen Emre - Deivid kavgası oldu.. Takımlarında kavga istememesiyle ünlü Aragones sahadaki rezilliğe kayıtsız kalmadı, Emre'yi kenara çekti.. Sahada çok önemli bir işlevi olan adamın çıkışıyla Fenerbahçe orta sahası zayıfladı.. Üstüne Colin Kazım - Semih değişikliğiyle topu ileride tutma isteğinin var olmadığını, geriye kalan zamanda skora yatacağını da gösterdi Aragones.. 2-1'den sonra oldu tabii özellikle bu.. Denizli'nin burada yaptığı çok kritik bir hata vardı bence.. Geriye yaslanmış Fenerbahçe için 2 defansif orta sahanın çok olduğunu düşündü, 90 dakika çok kötü oynayan takımın bence en iyi oyuncusu Ernst'i kenara aldı.. 10 dakika boyunca Fenerbahçe'yi abluka altına alan Beşiktaş'ın da duraklama dönemine girdiği andı bence Ernst'in kenara alınışı.. Maçın geri kalanını Fenerbahçe yarı sahasında, zayıf içlerin savaşı halinde oynamayı düşünen Denizli'nin planı patladı..

Maç öncesinde sağ stoper ve sağ bekte Gökhan Gönül - Ali Bilgin ikilisini tercih etmek herkese göre bir tercih yanlışıydı.. Hakikaten bir öngörü yapmak gerekirse stoper menşei olan Deniz Barış'ı orada tercih edip, yerinde Türkiye'nin en iyisi olan Gökhan Gönül'den de çizgide yararlanmak en mantıklısıydı.. Ama o öngörüler her zaman geçerli olmuyor işte.. Gökhan Gönül'ün tandeme katması düşünülen çabukluk işe yaradı, sağ bekte oynayan Ali Bilgin kendisinden beklenmeyecek bir bek performansı gösterdi.. Aragones şapkadan tavşan çıkardı..

Oyuna girdikten sonra şaşkın şaşkın dolaşan Colin Kazım sağ açık nasıl oynanır maç boyunca gösteren Deivid'i iyi izlesin.. Şu performans farkını gören Aragones de bir daha Colin Kazım'ı sağda tercih etmesin.. Hatta oyuna bile sokmasın.. Bu çocuğun forvet dışında oynayabileceği bir futbol mevkiisi mevcut değil.. 4-3-3'ün sağ açık/forveti belki.. O da bu umursamazlığıyla belli değil.. Gündüz maçında Sivas Antep deplasmanında sapır sapır döküldü.. Liderlikten, şampiyonluk isteği olan bir takımdan çok uzak bir görüntü çizdiler.. O çok şaşırtmadı ama bugünkü Beşiktaş'ın isteksizliği, Fenerbahçe karşısındaki mahkumiyeti garipti.. Türkiye'nin ilk 2 sırası böyle.. Fenerbahçe sezon içinde izlediğim en iyi performansını gösterdi.. Keza Güiza da bu sezon içindeki en iyi performanslarından birini, Beşiktaş kalesine atılan aşırtma bir golle tekrar gösterdi.. Fenerbahçeliler üzülebilir bu maçtan sonra bu giden seneye yazıktır diye ama iş zaten bunu istikrarlı oynayabilmekte.. İlk 2'nin bugünkü 6 puanlık kaybından sonra Galatasaraylılar da Skibbe gitmeseydi çok daha üstlerde olabilir miydik diye bir düşünsünler.. Adnan Polat'a da bu düşünme işini öneriyorum üniversite toplantılarına katılıp Alman hocayı getirmekle yanlış yaptık demeden önce.. Yarın biri çıkıp Skibbe'yi gönderip Bülent'i getirmekle o yanlışı daha doğru bir hale mi getirdiniz diye sorar, cevap veremez Polat.. Zor durumda kalmasını istemem..