Endişeler doğru çıktı, beklentiler hafiften patladı.. Ortaya çıkan ve izlediğim film tamamen vasat dolaylarında gezindi ki Wolverine gibi bir karakterden çok daha iyi ve hakkı verilmiş bir orijin hikayesi bekliyordum.. Gavin Hood sınıfta kalmış..
Ortadan dalalım, başta Gambit olmak üzere filmde çok sayıda populist düşünce mevcut.. X-Men üçlemesi yapıp Gambit'i kullanmadıktan sonra bu filme ucundan 10 dakika iliştirip ortaya karakterle ilgili hiçbir şey sunmamak saygısızlık.. Gambit çok sevdiğim bir karakter değil benim ama fazlasıyla popülerdir okuyucular arasında.. Ben de ultimate evreniyle hafiften hastası olmuşumdur bu arkadaşın.. Ama bu kadar beklenti varken üçlemede değil de Wolverine'in orijininde konması tamamen gişe endişelerinin bir yansıması olarak görünüyor.. Yakışmıyor.. X-Men ve karakterlerinin hakkı çok uzun zamandır FOX'un elinde ve Marvel'ın kendi kurduğu prodüksiyon şirketinin bu filmle alakası yok.. Bunun sorun çıkartabileceğini düşünmüştüm.. Öyle de olmuş.. Karakterler, hikaye bu adamların umrunda değil.. Salonlardan ne kadar kazanacakları önem verdikleri ilk şey.. Böyle olunca da ortaya X-Men: The Last Stand gibi kepazelikler çıkabiliyor.. Wolverine'i Brett Ratner kepazesinin o yüzkarası filmiyle aynı kefeye koyacak değilim.. Ama X-Men 2'nin kalitesine kesinlikle çıkamıyor, aralarda bir yerlerde kalıyor..
Filmin girişi güzel.. İlk 10 dakika, jenerikle hikaye öncesinin özetini anlatış son zamanlarda sık başvurulan güzel bir seçim.. Filmin başında çok güzel bir şey geliyor diyorsunuz ama devamındaki düşüş o kadar büyük oluyor ki, hayal kırıklığı bu açıdan daha da büyüyor.. İlk yarıda karaktere önem verip aksiyondan kısmak, hikaye ve gidişatı şekillendirmeye çalışmak Bryan Singer'dan etkilendiğini gösteriyor Gavin Hood'un ama devamında hiçbir şey gelmiyor maalesef.. Sabretooth ve Wolverine'in dostluğuna ve nasıl düşman olduklarına dair hiçbir şey yok filmde.. Logan'ın Victor'u terketmesi sonrası oluşan nefret aradaki husumeti açıklamak için fazlasıyla yetersiz.. Blob, Wade Wilson, Bolt ve John Wraith gibi karakterleri toplayıp Team X'e göz kırpmak hoş ama onun da arkası doldurulamamış.. Gambit tamamen gereksiz görünüyor.. Bölüm sonu canavarına döndürülüp hikayenin ırzına geçilmesine neden olan Deadpool ise şahsımı en ağır yaralayan yönü oldu filmin.. Bunu hak eden bir karakter değil Wade Wilson.. Özellikle Deadpool'a dönmeden önce, Ryan Reynolds tarafından canlandırılışı mükemmel.. Hatta yaklaşık 10 dakikalık bir dönemde 3 Spider-Man filmindeki Spidey'den daha çok espri yapıp sağa sola ayar veriyor Wade ki kendi karakteriyle birebir uyuşan bir şey bu.. Spidey'yle beraber Marvel evreninin en ayarcı karakteri müthiş zevk veriyor o dönemde ama filmin asıl kötüsü kıvamına sokulması tamamen ulan biz bu işi yazmayı bilmiyoruzun bir sonucu olarak görünüyor beyazperdede..
Gavin Hood Tsotsi'yle büyük gelecek vadediyordu.. Wolverine'in orijini de işi büyütüp A filmlerine çıkışı için ideal görünüyordu.. Ama altından kalkamamış.. Aksiyon sahnelerinde zayıf, filme ve hikayeye de hakim değil.. Burada asıl kabahatli olan David Benioff'a geleceğim.. Film öncesi en büyük umudum olan adamdan bu kadar pespaye, bu kadar klişe, bu kadar saçma diyaloglar nasıl çıktı anlamadım.. Fazla büyütüyormuşum gözümde, şunu yazan adam yetenekli falan değildir.. X-Men külliyatıyla alakası olmadığını gösterdi Hood'la beraber.. Yönetmenin filmdeki zayıf görüntüsünün asıl nedeni yerlerdeki senaryo.. Silver Fox'la Emma Frost saçma sapan kardeş yapılmış, Weapon X gibi Wolverine'in orijininde anormal büyük öneme sahip bir olay 10 dakikaya indirgenmiş, adamantiyum işleminden sonra hafızasını kaybeden Logan'ın bu özelliği ortadan kaldırılmış ve o şekilde hikayeyi sonlandırdıktan sonra hafıza saçma sapan bir şekilde silinmiş.. Yahu şunu anlıyorum, tamam adamantiyum kurşunu beynine sıktın, adamın da hafızası kayboldu.. Sadece bu olsa eywallah der geçerim, ama tam ateş etmeden 5-10 dakika önce Stryker'a kafasına ateş edip hafızasının silinmesini sağlayacağım dedirtmenin anlamı nedir ki? Nasıl bilebilirsin yani beyne sıkılan bir kurşunun buna neden olacağını?
Efektleri beğenmedim.. Bazı sahnelerde fazla sırıtıyordu.. Sinematografi yine bazı sahnelerde çok kötüydü.. Bazı sekanslarda kendimi bir B filmi izliyormuş gibi hissettim.. Ki bunların hepsi X-Men: The Last Stand'in uzantıları olarak göründü.. Teknik işçiliği vasatı bile bulmuyor yani filmin.. Hudson çiftinin filme konmasını sevdim, güzel ayrıntıydı.. Sabretooth beklediğim gibi bütün beklentileri karşıladı.. Liev Schreiber filmin en iyi oyuncusu ve fazlasıyla inandırıcı.. En güzeli de Victor Creed'e hak ettiği saygınlığı geri kazandırıyor Tyler Mane zırtapozundan sonra.. (Yatacak yerin yok Bryan Singer) Filmde Sabretooth kelimesinin geçmemesini de senaryoya büyük bir eksi olarak yazıyorum.. Wolverine'le kapışmaları büyük zevk verebilirdi ama Gavin Hood'un aksiyon yönetmeni olmaması nedeniyle harcanmış sahneler olarak kaldı.. İlk kapışmada Wolverine'i dayak manyağı yapması keyiflendirdi.. Adamantiyum işleminden sonra biraz fazla intikam aldırdılar.. Zira Sabretooth metal iskelet falan dinlemez, ısrarla harcar Wolverine'i ama o kadarı da olacak..
Film kötü bir film değil ama türün en iyi örnekleri arasında da yer almıyor.. X-Men'in final bölümünden rahatsız olmadıysanız rahatlıkla gidip iyi vakit geçirebilirsiniz çünkü Hood asla o kadar bayağılaşmıyor.. Ama çok daha fazlasını da beklemeyin.. Wolverine'in Hugh Jackman'la 1.90'lık filinta gibi bir karakter hale gelmesine takılanlar bu filmde de vurmaya çalışıyor hadiseye.. Katılmıyorum.. Hugh Jackman son derece başarılı bir casting seçimidir Wolverine için.. Ama ilk tercih değildi, onu da ekleyeyim.. Bryan Singer ilk filmin öncesinde, cast'i oluştururken Wolverine rolü için ısrarla Dougray Scott'ı ister.. Aklındaki ilk ve tek isim budur.. Scott'a teklif götürülür fakat tam o sırada Mission Impossible 2 filminin çekimlerinde bulunan eleman iki filmin çakışması yüzünden rolü geri çevirmek zorunda kalır.. Ve böylece Hugh Jackman'a gidilir.. Açıkçası Dougray Scott kesinlikle çok daha mükemmel bir seçim olurdu rol için ve Singer'ı sadece bu nedenle takdir ederim ben.. Ama Jackman'ın bu rolle ortaya çıkıp insanları dumur etmesini de küçümsememek gerekiyor.. Wolverine evet olabildiğince kıllı, çirkin ve çok kısa bir karakter.. Hugh Jackman 1.90'lık boyu, Wolverine için çok yakışıklı olan tipi ve inceliğiyle fiziksel yönden karakterden uzak.. Wolverine'in vahşiliğini de kesinlikle hakkını vererek yansıtamıyor beyazperdeye.. Peki nasıl oluyor da başarılı oluyor bu kadar? İşte sinemanın beyazperde üzerindeki etkisidir bu.. Hugh Jackman Wolverine'i canlandırmaya başladığından beri Wolverine'in çizimleri filmlere yaklaştı.. Çok başarılı bir çizgi roman olan Ultimate X-Men'de Wolverine aynı filmdeki gibi uzun, yakışıklı ve karizmatik bir tipe büründü.. Hatta normalde elinin üzerinden çıkan metal pençeler bile ultimate evreninde parmak arası boşluklarından çıkmaya başladı.. Bu, yapılan castin ne kadar başarılı olduğunun Marvel tarafından da kabuludur.. Ben kısa ve yere yakın, vahşi Wolverine'i de çok seviyorum ama bu, Ultimate evrenindeki artisti de tutmayacağım anlamına gelmiyor bu..
Beyazperde çizgi roman dünyasında fazlasıyla etkilidir.. Batman Begins'e kadar oldukça dallama bulup, öylesine okuduğum, benim için hiçbir zaman favori karakterlerden biri olmayan Batman ve Bruce Wayne, Christopher Nolan aşmışının filmlerinden sonra en sevdiğim karakterlerden biri oldu.. Neden? Çünkü benim hayal gücüm ve karakteri yorumlayışım zayıfmış.. Bu kadar basit.. Nolan'ın hayal gücü öylesine yansıttı ki karakteri, çizgi sayesinde sevemediğim elemana şu anda tapıyorum, çok daha farklı bir gözle okuyorum.. Nolan ben ve benim gibi görünenlerden çok daha üstün bir hayal gücüne sahipmiş ki gösterdikleriyle benim karakteri daha doğru yorumlamama neden olmuş.. İşte bu kadar basit bu iş.. Sinemadaki çizgi roman uyarlamaları bu nedenle çok önemli.. İşte The Dark Knight'ta efsane mertebesine yükselen Joker karakteri insanları o kadar etkiliyor ki, bu alemin en yetenekli yazarlarından biri olan Brian Azzarello "The Joker" diye yeni bir hikayeye başlıyor ve karakteri Heath Ledger'ın şekliyle çizdiriyor.. O nedenle bu hikayeler beyazperdede kaliteli bir şekilde yansımaya devam ettikçe çizgi roman dünyası da daha iyiye gitmeye devam edecek.. Bunun için çok kötü örneklerden ve bu film gibi vasat yapımlardan ziyade Iron Man, The Dark Knight, Spider-Man 2, X-Men 2, The Hulk gibi filmlere ihtiyaç var.. Yapılan her kaliteli uyarlama bu dünyaya yeni şeyler katıyor.. X-Men Origins: Wolverine bunlardan biri olamıyor belki ama camiaya fazla zarar vermediği de bir gerçek.. Gavin Hood bir daha çr uyarlaması yönetmesin, David Benioff da bir daha böyle hikayeleri senaryolaştırmaya çalışmasın, yeter.. Sinema fazla şey kaybetmez..