Liglerin ertelenmesiyle birlikte bu maçın Galatasaray özelinde taraftara küçük bir umut vermesinden ve Terim'in yeni Galatasaray'ıyla ilgili birkaç şey söylemesinden başka hiçbir önemi yok.. Ama burada genelde bu tip galibiyetler abartılır ve tam da Galatasaray'ın ve özellikle Fatih Terim'in bu akşam için buna ihtiyacı vardı.. Son yılların en kötü sezonunu geçirdikten sonra efsanesi başa geçmiş, rakipleri binbir zorlukla uğraşırken transferlerini yavaş yavaş bitiren ve sezona en büyük favori olarak girme hazırlığı yapan takımda camia olarak rahatsızlık yine had safhada.. Fatih Terim'in bugün basına yansıyan rahatsızlığı, yönetim içindeki Terim kutuplaşmasının ilk kez ciddi bir şekilde dışa vurumuydu belki de ve bunun gecesinde Liverpool'u 3-0 yenmek Terim için kuşkusuz çifte zafer..
Ünal Aysal'ın başkan olduktan sonra Kanaltürk ve NTVSPOR'da söyledikleri hala akıllarda.. Türk basınında hala hiç tanınmayan Ünal Başkan'la ilgili çok geniş bir profil yazısı hazırlığı içindeydim ama başkanlığının ilk gününde söylediklerinin şu an için gerçekleşmesini bırakın takımın yanından geçememesinin ışığında benim kendisine bakışım tamamen nötrlendi.. Ortaya büyük para koyup işleri kısa vadede yoluna koymak büyük başarıysa eyvallah ama iki defa taraftar baskısıyla ağız değiştiren, profesyonelleri yönetimden geçiremeyip kurumsallaşma adına şu an için önceki yönetimlerden farklı hiçbir çalışması basına yansımayan Ünal Aysal'ı sadece ortaya koyduğu milyon dolarlarla zirveye çıkaramıyorum.. Bugün ortaya çıkan Terim sorunu da işin noktasıdır, benim için de Ünal Aysal profili tamamen ertelenmiş bir yazıdır..
Fatih Terim'in son iki maçta, iki ciddi rakibe karşı kurguladığı 4-3-3, onun kendi ağzıyla teyid ettiği forvet transferini yalanlıyor.. Sahaya çıkardığı takımlarla istediği transfer pozisyonu bir türlü örtüşmüyor ve bu açıdan Galatasaray'ı değerlendirmek kolay değil.. Bu tarz bir dizilişte Elmander'i İsveç Milli Takımı'ndan aşina olduğu kenara yazmak mümkün ama bunun ilk tercih olması ilk etapta çok kolay değil.. Bu düzende yeni transfer, Elmander ve Baros'tan ikisi birçok maçta yedek kalır ki gerisi bu kadar sorunlu olan bir takım için bu fazla lüks.. Klasik 4-4-2? Avrupa'nın olmaması ve ligde de muhtemel azalmalar sonrasında geçiş ve efektif futbol için kullanılabilir ama ben Terim'in genel futbol bakışında bugünkü düzene yakın dizilişlerin her zaman için daha geçer akçe olduğunu düşünürüm.. Ama bunun ayırdını şimdiden yapmak kolay değil ve öncelikle yeni bir merkez oyuncusu mu yoksa kesin olarak forvet mi gelecek onu görmek gerekiyor..
Sabri'nin merkezde kullanımı tipik bir Terim - oyuncu etkileşiminin sahaya yansımalarından.. Bugüne kadar birçok maçta merkezde görev yapan Sabri'nin bölgedeki en iyi performansını Terim'le vermesi hoca ve onu yıllardır tanıyan bizler için büyük sürpriz değil.. Ortaya koyduğu enerji ve dört ciğer elbette takdire değer ama uzun vadede kesinlikle fazlası gerek.. Felipe Melo'nun başlangıcı muazzam, Selçuk ise Arda kusura bakmazsa bu takımın çok muhtemel takım içi lideri.. İki çok kaliteli merkez oyuncusuyla sezon başında bu kadar umut vadeden takımı gördükçe yılların boşa gidişi daha çok can acıtıyor..
Bu takımın çok net bir merkez oyuncusuna ihtiyacı olmasına rağmen geri dörtlüsü Ujfalusi dışında şu an için bu kadar mantar görünen bir takımda forvet ve Lassana söylemleri yine fazlasıyla lüks ama hocaların her zaman bizden farklı düşündüğü bir şeyler vardır.. Hakan Balta ve Çağlar Birinci varken gidip Sabri ve hatta Ujfalusi üstü sağ bek transferi yapmaya çalışan Terim zaten bunu gösterdi.. Ama savunmayı bu kadar öne çıkarmaya çalışırken bu denli ağır bir savunma dörtlüsü kurma fantezisini neyi düşünerek yapıyor bu geceye dair anlayamadığım tek şey bu..