Tüm Türkiye'yi şaşırtan maç dün oynandı ve iki tarafın "En az 3 yeriz.", "Bu sefer yenemeyecekmişiz gibi geliyor." totemleriyle birbirine salvoları göndererek oldukça minimalist takıldığı maçta kazançlı çıkan görünürde bizim taraf oldu.. Bugün 25 Ekim ve oldukça sancılı bir haftayı geride bırakan Galatasaray'da maç sonunda Nevizade'de ve devamında Taksim'de yükselen "I Love You Hagi" nidalarıyla birlikte, Kadıköy'de en sonunda işleri tersine çevirmenin de gazıyla yönetimin planı tuttu gibi görünüyor.. En azından şimdilik tabii.. Öyle ki, beraberliğin gazıyla uzun zamandır sus pus olan Adnan Sezgin bile büyük bir gazla Telegol'e bağlanarak etrafa sallayıp kişileri muhatap almıyor, geçmişle ilgili gerçekleri bir bir ortaya vuruyor.. Büyük yönetici olmak kolay değil tabii.. Şimdi bunları bırakalım ve yine beyaz çizgilerin içine odaklanalım bir süreliğine..
Zamanı tam bir yıl geriye saralım.. Tarih: 25 Ekim 2009.. Yine bir Kadıköy deplasmanına çıkıyoruz.. Yeni hocamız Rijkaard'la tam cicim aylarını geride bıraktıktan sonraki en önemli randevudayız.. Dün gece yapılan birçok şeyin tersi gerçekleşiyor.. Maç içinde dün bizim topçuların yaptığının benzerini daha maç başlamadan Fenerbahçe yapıyor, gerilen taraf yine Galatasaray tabii.. Baros'un sakatlığı belki de tüm seneye mal oluyor vs, bunlar çok önemli değil.. Ama o maçta ortada bir şey var, Fenerbahçe yine hem maç öncesinde, hem de soyunma odasında taktik tahtasının önünde maça daha iyi hazırlanan taraf.. Forvette Colin Kazım Richards sürpriziyle Galatasaray'ın önüne çıkan Daum müthiş enerjik, bilinmez bir bombayı Zan ve Servet ikilisinin ortasına bırakıp arkasına Alex'i yerleştirdikten sonra orta 4'lüyü çok sağlam bir hatla kuruyor.. Roberto Carlos ve Gökhan Gönül'ün önüne Wederson - Topuz ikilisini koyarak kanatlara çift düğümü atan Daum, hem takımın savunma boyuyla ilgili bir çözüm getirip formda Arda - Keita ikilisine önlem alıyor, hem de Emre - Baroni merkezine kenardan savunma ve fizik kondüsyon getirme şansıyla derbilerde her zaman geçer akçe olan mücadeleden olabildiğince nemalanmaya çalışıyor.. Sarp ve Ayhan'ın çoğunlukla Elano - Arda - Keita - Baros dörtlüsü tarafından yalnız bırakıldığı takımda Fenerbahçe'nin orta sahadaki sayısal üstünlüğü Kadıköy, psikoloji ve hırsla birleşince Baros - Nonda değişimiyle fiziği iyice zayıflayan Galatasaray karşısında bir kez daha mutlak bir galibiyete dönüyor..
Şimdi düne dönüyoruz ve çok benzer yapıların savaşında bu sefer beklenmeyen benzerleri Galatasaray kenarının yaptığını görüyoruz.. Forvet yokluğunda daha önce hiç denenmemiş olan Pino'nun Colin Kazım gibi sağ açıktan forvete dönüştürüldüğü takımda Hagi, kenarları Elano ve Ayhan'la destekledi.. Ayhan daha merkez yancısıydı ama bunu da sıklıkla sola kaçan Misimovic'le dengelemeye çalıştı.. Misimovic'in kenara açılması da dünün sürprizi Pino'nun Lugano ve Yobo ikilisiyle baş başa kalarak daha çok boş alan bulmasını sağladı.. İki hücumcu bek ve iki açıkla oynayıp Niang'ın arkasını Alex'le destekleyen, hatta savunma önünde de Topuz ve Emre'yi kullanan Fenerbahçe'ye karşı Galatasaray bu sefer gerçek anlamda oynatmamaya şartlanmış ve bunu başarabilecek bir 11'le çıktı ve maçın başından itibaren neredeyse 90 dakikanın tamamında oyunun kontrolünü elinde tuttu..
Çünkü Hagi buydu, kendi de söyledi.. 25 Ekim 2009'daki şifreleri bırakıp Hagi'nin Galatasaray geçmişine bakalım biraz da.. 5 gün önce burada yazılan yazıda "Elano, Hagi'nin tam istediği tipte bir oyuncudur ve ben yeniden onu takıma monte etmeye çalışacağını düşünüyorum ama şalteri indirmiş bir Elano varsa kulüpte başka bir hüsran yaşanabilir bu konuda.." şeklinde bir pasaj geçer ve bunda dün geceki muhtemel maçlara ve Elano rollerine bir atıf vardır.. Galatasaray'daki döneminde 4-4-1-1 ve 4-4-2 arasında gidip gelen takım içinde Ayhan'ı sol açıktan merkez destekçisi olarak kullanıp sağ açıktaki Ribery'yi daha özgür bırakma ve hücuma yönlendirme eğilimiyle kullanan Hagi'nin Elano'yu da sağ kenarda bu rolle kullanabileceğini düşünüyordum.. Dünkü Kadıköy'e ise bunu yaparken sol kenara yakın bir şekilde aynı Ayhan'ı da kullanarak çifte nostalji yaşatacağını düşünmemiştim..
Hagi'nin oyunun merkezini en az 10-15 metre geriye çekeceği yine imzayı atar atmaz bilinen konulardan biriydi ama bunu Kadıköy'de sergilerken savunmayı bu kadar öne çekmesi ve takımın boyunu çok önemli periyotlarda bile 40-50 metreye kadar çekmeye çalışması bence dün adına en önemli konulardan biriydi.. Terim sonrası dönemde takım boyu konusundaki en başarılı isimlerden biriydi Hagi ama bu kadar cesuruna ilk döneminde bile rastlamamıştık.. Fenerbahçe'yi durdurmak için ileride basma planını yaparken savunmayı kale önüne çekerek Fenerbahçe'ye boş alan yaratmayıp savunmayı çıkarması bence dün geceki planının en zeki yönlerinden biriydi.. Bu düşünce dünyanın en iyi takımlarına karşı bile işler, bunu La Liga'da son 1-2 yılda birçok kez gördük.. Fenerbahçe'nin etkili ileri 3'lüsüne geride boşluk bırakırken bu riski orta saha ve hücum hattının pres gücünden aldığı destekle en aza indirerek sadece Fenerbahçe maçı öncesinde görev alacak kadar değil, aynı zamanda oyun içi kurgularında da oldukça cesur olduğunu gösterdi.. 5 senedir boşta sayılacak bir teknik adam için etkileyicidir ilk maçında..
İlk yarıdaki net dominasyondan sonra ikinci yarıdaki Fenerbahçe baskısına karşı erken telaşa kapıldı gibi görünse ve maç içinde ortaya çıkan galibiyet ihtimalinden çabuk vazgeçse de seri yenen statta gösterdikleri ilk gün için yeterlidir.. Misimovic'i çıkardıktan bir süre sonra Serkan hamlesiyle Elano'yu merkeze çekmesi de ikinci yarıda kenarları daha iyi zorlayan Fenerbahçe'ye karşı hem defansı, hem de hücum adına zayıflayan merkezi güçlendirmesi adına önemliydi.. Elano ortada fazla bir şey gösteremeden yerini Emre Çolak'a bıraktı.. Alex'li hücum dörtlüsünün takımın gerisiyle olan iletişimini maç boyunca harika kesen Galatasaray son dakikalardaki şok baskılarla golü bulamadı ama bu, içinde bulunulan durumda çok da önemli değildi..
Galatasaray, Kadıköy'deki bir derbiyi uzun zaman sonra ilk defa çok daha üstün oynadı.. Bundan yeterli pozisyon çıkmaması karşı yakadan bu nasıl üstünlük sorusunu getirebilir.. Ama Galatasaray, Kadıköy'deki son galibiyetini alırken 2-0'a kadar harika oynamış, sonrasında ise Fenerbahçe'ye bütün oyunun iplerini veren bir takımdı ve dün geceki takım karakteri oyun anlamında son galibiyetten bile öndeydi bence..
Juan Pablo Pino açık ara benim için maçın yıldızıydı.. Sadece enerjisiyle rakip tandemi yerine çakıp Fenerbahçe'nin oyunu ileriye taşıyamamasında başrol oynamakla kalmadı, beklentilerin çok ötesinde top tutarak bu işi Galatasaray'da en iyi yapan Arda'nın yokluğunda inanılmaz bir rahatlık sağladı savunmaya.. Dünkü performansı sözlerin bittiği noktadır ve yine 1 yıl önceki Colin Kazım çıkışı gibi ilginçtir.. Sağ açıkta hiç mutlu olmayan, natureli forvet olarak Türkiye'ye gelen onun gibi forvetteki ilk maçında gösterdiği iştah Pino'nun Türkiye'deki rotasını ilerleyen zamanda değiştirebilir.. Onun Baros'la oluşturacağı muhtemel önlü arkalı bir ikili Misimovic'i Galatasaray'da sezon başındaki Elano konumuna sokabilir zira Elano'nun sağ açıkta bir süre daha devam edeceğini düşünüyorum.. Arda ve Elano'lu kenarlarla takımın Hagi'nin ilk dönemindeki gibi 4-4-2 / 4-4-1-1 kırması bir yapıya girmesi mümkün ve Galatasaray belki de ilerleyen dönemde bunun üzerinden yürüyecek.. Bu bağlamda Misimovic'in de bu seyri değiştirmesi için ani bir gelişim göstermesi şart..
Hagi başlangıcı harika yaptı ve taraftarı coşturdu.. Bu elbet bazılarının isteğidir, zaten yapılan hamlenin temelinde bunu oluşturmaya çalışmak vardır.. Ama yalancıları ve beceriksizleri mutlu etmemek adına Hagi'ye yapılan bu tezahüratlara katılmayacak değiliz.. Dünkü beraberliğin yarattığı sevinç gayet normal bir eylem olup skordan çok oynanan oyuna bir övgüdür.. Galatasaray'ın ezilerek şansla çıkaracağı bir beraberlikte dünkü görüntülerin oluşacağını ben sanmıyorum.. Hagi, Rijkaard'ın 15 aylık süre içinde göstermediği pragmatik zekayı ilk maçında sahaya doğru bir oyun plan ve kurgusuyla sahaya koydu ve müthiş bir açılış yaptı.. Dün hakemin deplasman takımını asla ezdirmeyen ve ev sahibinin zaman zaman tepkisini çekebilecek bir yönetim göstermesine rağmen kötü sonuçtan sonra tek bir hakem cümlesi geçmemesini ve Aykut Kocaman'ın Galatasaray'ı öven açıklamalarını ise derbinin yıllar geçtikçe anlamını yitiren yapısı içinde çok olumlu buluyorum.. TT Arena'da bunun cevabı verilmeli..
Güç, Hagi'yle oldu.. Master'ın mind trick'lere bir an önce başlaması Trabzon ve Kayseri deplasmanları öncesinde takım adına hayırlı olur..
Not: Blog temposu az bir süre daha böyle gidecek gibi görünüyor, kapanma ya da çekilme gibi bir durum söz konusu değil.. Her şey düzenle alakalı ve ilgi için teşekkür ederek bu gecikmiş maç yazısını burada noktalıyorum..
4 YORUM:
açık ara fener-gs maçı sonrası okuduğum en aklı başında ve an güzel analiz. hepimiz cimbomluyuz ama duygusallıktan olabildiğince uzak ve gerçeklere dayalı çok güzel ve bir maç sonu incelemesi.
özellikle pino'nun bu beklenmedik performansı sonucu ondan çok da fazla mutlu ve üretken olamadığı sağ kenarda kullanmak yerine dediğin gibi baros ile birlikte veya onun yanında sağında solunda her yerinde kullanmak bence de Galatasaray'ın oyununu özellikle de hücumunu biraz daha tahmin edilemez kılacak gibi duruyor.
bu durumda sana 100% katılıyorum.
yani sol kenarda arda, sağ kenarda ve sevdiğ pozisyonda elano, ortada ayhan - cana ve önlerinde pino-baros ikilisi. bu durumda neill da olacağı için sol bekte balta oynayacak. veya çağlar iyileşirse çağlar.aynı şekilde yeri geldiğinde sabri sağ açığa çekip oyuna tempo katılabilir, elano pekala ayhan ile yer değiştirebilir, kewell solda veya ayhan solda oynar.
geride ise servet-neill ikilsiinin en azından devre arasına kadar belki de sezon sonuna kadar sanmıyorum.
öndeki baros- pino ikilisi bana drgoba-anelka hareketli forvetini hatırlattı ki neden olmasın? pino aynı anelka tarzında müthiş tamamlayıcı bir supporter. şutu var, dirpling yapıyor, sağ-sol çekip vuruyor bence olur.
misimoviçin ise bu hali ile kadroda kalması için tek yol dediğin gibi skora direk katkı yapar hale gelmesine bağlı.
hücum futbol, teşekkürler.. Eğer Pino bu performansını forvet devam ettirirse oluşturulacak bu yapının eldekiler içinde en mantıklısı olmasının yanında, savunma dörtlüsü adına en dengeli takımı da oluşturacağını düşünüyorum.. Geçen sene Keita'nın arkasındaki Sabri ve daha geride oynayan Arda'nın tamamlayıcısı Balta olunca bek-açık dengesi konusunda da sıkıntı yaşıyorduk.. İçe kat eden Arda'nın arkasında bir hücumcu bek, ileride oynayan Keita'nın arkasında da bir stoper bek gerekiyordu ama bizde tam tersi vardı.. Sağda oynayıp devamlı merkezi destekleyen Elano, Sabri'ye avantaj olur.. Solda daha önde oynamaya başlayıp yeteneğini sahaya yansıtması beklenen Arda'nın arkası da stoper Balta'yla savunulursa çok daha dengeli bir 11 oluşturabiliriz sahada..
Pino'nun Baros'un bir kademe arkasında neler yapabileceğini görmek gerek elbette ama Kadıköy'de gösterdikleri bu birlikteliğin pek mantıksız olmayacağını işaret etti..
misimovic toparlarsa, elano, arda, misimovic, pino ve baros'un 5i birden sahada olabilir mi?
Hagi'nin Galatasaray'ında bu ihtimal %1'i geçmez bence peralta..
Yorum Gönder