"Mekteplilere son çağrı!
Geçtiğimiz hafta içinde Galatasaray‘ımızın adı ile anılan kulübü neden Adnan Polat ve ekibinden kurtarmamız gerektiğini detayları ile yazmış ve Hıncal Uluç tarafından kafatası avcısı olarak suçlanmıştım! Yazdıklarımın sonuna kadar arkasındayım ve çağrımı yeniliyorum: Görevinizi lütfen yapın ve kurtarın ismimizle anılan bu kulübü! Bizden birini getirin! Kimilerine göre yanlış olsun, işi bilmesin ama bizden olsun! Direksiyona biz geçelim en azından inşaat demirleri arasında kaybolan ruhumuzu kazanalım!"
Yiğit Bulut
Kongre öncesi detaylı bir değerlendirme yapma isteğim vardı fakat işi son 2 güne bırakınca yan etkenler çıkabiliyor.. Bu mevsimde ne olduğunu bilemediğim bir hastalık 3 gündür yatağa yapıştırmış durumda beni.. Bugün nihayet ayağa kalkabildim.. Yarın derbiyi kısmen sağlam bir vücutla izleyebilecek olmaktan dolayı mutluyum..
Bir çetrefilli Galatasaray kongresi daha geride kaldı.. Adnan Polat 3 sandık kala işi bitirmiş ve başkanlığı resmen garantilemiş durumda.. Polat, 2 sene önce daha önceki 3 dönemle gelen çöküntü sonrasında ekonomik itibar ve diğer yönlerden perişan olmuş bir kulübü alıp sadece 24 ay içinde Galatasaray markasını tekrar cilalayan, kurumsal anlamda bile ezeli rakibinin yavaş yavaş gerisinde kalmaya başlamış bir kulübe 2 yıl içinde olabildiği kadar atılım yaptıran, en önemli konulardan biri merchandising'e önem verip Store'ları çok iyi yerlere getiren ve Yiğit Şardan kaynaklı birçok projenin yanında oldukça değerli oyuncu transferiyle tekrar kulübü ülkenin 1 numaralı futbol markası haline getiren isim.. Kısa zamanda böyle bir atılımı başaran Adnan Polat sonrasında bu kulübe yakışanın tek adaylı bir seçim olduğunu düşünüyordum ama olmadı.. Adnan Öztürk elbette ki çok değerli bir Galatasaraylı.. Geçmişteki kongre yazılarında da blogda adı geçmiştir, kendisi hakkında görüşüm bellidir.. Son 4-5 senedir geleceğin başkanı olarak gösterilen, benim de bu görüşü paylaştığım ve şans verilmesi gerektiğini düşündüğüm Öztürk'ün bundan önceki seçimlerdeki tavrıysa işe hazırlanıyor görünüp seçim zamanı gelince sorumluluk almaması üzerinden şekillenmiştir.. Böyle bir ortamda 2 senede Galatasaray'ın iade-i itibarında çok önemli rol oynayan Polat'a karşı sağlam bir hazırlıkla çıkıyor olması elbette zor dönemde kaçıp işler düzelince ortaya çıkan insan yakıştırması yapılmasına neden olacaktı Öztürk'e, böyle değerlendirmeler sürpriz olmadı.. Böyle bir ortamda Adnan Öztürk'ün bu işe soyunabilmesi için elinde çok önemli kozlar, çok sağlam projeler olmalıydı.. 3-4 farklı yerde konuşmalarını dinlediğim ve okuduğum Öztürk'te ise böyle bir çalışmayı göremedim.. Bütün konuşmalarını GSTV ücretsiz olacak, Galatasaray adasına yanlış yapılıyor, şirket birleşmesi gereksizdir, 3 tane yabancı profesyonel, part time başkanlık ve bir arazi üzerinden oluşturan Adnan Öztürk'ün neden başkan olması gerektiğine dair hiçbir şey duymadık.. Diline pelesenk ettiği ekonomiyi düzeltme vaadiyse ülke ya da kulüp seçimi olsun aday olan herkesten gelir fakat Öztürk bunun nasıl olacağına dair bir açıklama da yapmadı.. Yaklaşık 6 aydır Creative Artist Agency'de bilfiil çalışan Peter Kenyon'la yapılmaya çalışılan ise klasik bir pr ve etiket çalışmasından ibarettir.. Zaten basında ve ülkede de fazla etki yaratmaması bu adamların ikisinin tam zamanlıyı bırak, part time bile çalışmayacak olması nedeniyledir.. Seçimden sonra bunları uzatmanın fazla anlamı yok.. Öztürk liseden çıkmış değerli bir kişiliktir, şu anda gösterilmeye çalışıldığı gibi bir post-Canaydın dönemini de hiçbir şekilde vaat etmez.. Canaydın döneminde yönetimin daima karşısındaydı ve çalışmalarını bunun üzerinden şekillendiriyordu.. Ama elbet liseli büyüklerine zamanında (belki bugün de) verdiği tavizler olmuştur.. Bunu sadece Öztürk değil Polat da veriyor.. Sadece zamanlamayı yanlış yapmıştır bence, beklenen bir yenilgiyi ise beklenenden daha çok zorlayarak almıştır..
Polat ilk 3 sandıkta farkı açıp benim gözümde Öztürk'ün oy kullandığı 10. sandıkta da galip çıkarak seçimi kazandı.. Oylar sayılmaya başlamadan önce Öztürk'in ilk sandıklarda avantajlı olduğu söyleniyordu.. Polat ilk 5 sandığı kazanınca bu sefer de 12 sonrasında Öztürk'ün sağlam olduğu ve Polat'ın oraya kadar farklı çok açması gerektiği şeklinde spekülasyonlar yapıldı.. Ülkenin genel seçimlerinden çok net bildiğimiz vasat spekülasyonlardan öteye gitmez tabii bunlar.. Bugüne kadar birçok seçim izledim, bir seçimin başladığı gibi bitmediğine şahit olmuşluğum yok daha.. İlk 8 sandıktan sonra Öztürk 2-3 sandık boyunca Polat'ı zorlayıp kafa kafaya gitmeyi başardı fakat hepsi o.. Toplamda büyük bir fark yok ama 24 sandık boyunca şu anki yönetim için oldukça rahat bir seçim geçti..
Şimdi en tepedeki eşsiz paragraf eşliğinde başka konulara gelelim.. Öztürk'ün ne kadar saygın ve başarılı bir iş adamı olduğundan dediğim gibi kimsenin şüphesi yok.. Ama oluşturduğu liste ve umutsuzluk yüzünden oy nedeniyle verdiği tavizler Ali Dürüst, Osman Hattat, Fatih Gökşen, Abdürrahim Albayrak ve hatta Farük Süren üzerinden o kadar net bir şekilde görünüyor ki böyle bir listeyle ve böyle vasat söylemlerle %40 oyu nasıl aldı önemli olan o.. Yiğit Bulut söylemleri fazla takılacak bir insan değildir (hele ki konu futbolsa).. Fakat ülkenin en büyük ulusal gazetelerinden birinde köşesi olan bir adamdır ve yıllardır bu kulübün önündeki en büyük engellerden biri olduğunu söylediğim vasat bile diyemeyeceğim liseci anlayışın muazzam bir örneğini vermiştir.. "İşi bilmesin ama bizden olsun" cümlesiyle nirvanaya ulaşan bu küçük zihniyetin değerli liselilerle hiçbir ilgisi yoktur.. Bir köşe yazarı seçim günü açık açık bu iğrençliği dillendirebiliyorsa bugünden sonra kimsenin liseli/lisesiz ayrımcılığı yoktur deme hakkı yoktur bu kulüp içinde.. Adnan Öztürk genel zihniyetiyle kesinlikle bu düşüncenin karşısında olduğuna inandığım bir adam olmasına rağmen Yiğit Bulut gibilere oy kazanmak için oynamış mıdır bilmiyorum.. Yapmışsa da bu ortamda onu çok suçlama hakkını görmem kendimde.. Kırpılacak kuzuyu bulursan kaçırmayacaksın diye bir uzaylı atasözü vardır zira.. Bu seçimde Öztürk'ün aldığı oyların tamamını bu adamlara bağlayacak değilim.. Keza Adnan Polat'ın şu an itibarıyla attığı 700 oy farkın yarıya yakınını da ağırlıkla duayen olarak kabul edilen yaşı kemale ermiş liselilerden aldığı ortadadır.. Fakat çok önemli bir kesimin de sadece bu kafayla oy kullandığı çok net bir gerçektir artık Galatasaray'da.. Eğer taraftarın tekeline kalsa Polat bu şartlardan %90'a bağlayacakken kongre ortamında rakibi %40'ları buluyorsa bu taraftar bu kulübe karşı neden aidiyet duyamıyor, neden Fenerbahçeliler kadar sahiplenemiyor ve takımını ekonomik anlamda desteklemiyor diye hayıflanma hakkı olmaz kimsenin de.. Bu nedenle Öztürk müthiş başarılı bir seçim geçirmiştir, kendisini tebrik etmek gerekir.. Çok daha net kazanması gerekirken rahat bir seçime rağmen beklenen yoğunluğun altında kalan Adnan Polat ise işin ne kadar pamuk ipliğine bağlı olduğunu sanıyorum anlamıştır.. Bu anlamda oy farkının 1500 beklenirken 700'lerde kalmasının önümüzdeki 2 yıllık dönemde Polat ve yönetimi için oldukça yararlı açılımları olabileceğini düşünüyorum.. Bunun nedenlerini ve sonuçlarını mutlaka değerlendireceklerdir..
O fotoğraf nedir orada peki diyenler için eski başarılı futbolcularımızı sevilen figür Abdürrahim Albayrak'ın etrafında güler yüzle görünce çok hoşuma gitti ve onları da burada anmak istedim.. Şu anda ne düşünüyorlar emin değilim ama taraftarlar kendileri hakkında eskisi gibi düşünmüyor olabilir.. Ama olsun, daha sokacak bir sürü laf, yönetime ve Galatasaray markasına verilecek yığınla zarar var.. Hadi belinize kuvvet çocuklar..
Seçimin Galatasaray camiasına hayırlı olmasını dilerim.. Zaman, yarınki derbinin keyfini çıkarma zamanıdır.. Bu atmosferin de maça olumlu bir şekilde etki etmesini umuyorum.. Sabaha karşı ufak bir preview da gelecek.. Artık maçın havasına girmek gerek..
27 YORUM:
seçimde 13 nolu sandıkta sandık görevlisiydim. Eksi sporcularla varılan antlaşmanın suya düşmesi son anda, bu sonucu açıkçası biraz tetikledi, aynı şekilde deivandaki liseli ağabeylerin anlaşılmaz uzlaşmaz tavrı da(ki burada mektepte çok spekülasyon döndü bu konuda, sonra merak edersen mail atabilirim).
Güzel bir seçim incelemesi yazmışsın, tebrik ederim, Galatasaray için hayırlısı olsun.
Not: polatçıların tüzük değişikliği için yapacakları kongreyi takip etmeni öneririm, zira o konuda duayen-duayen olmayan hangi liseli varsa kulübü dışarı açmaya karşı, zaten bu sonuçtan sonra sanmıyorum hemen deneyeceklerini ama umarım denerler...
Galatasaray'ımıza hayırlı olsun, 2 yıl daha sportif başarısızlıkla ve Adnan Sezgin densiziyle geçmez umarım...
Kcan söylediğin şeyler son anda değişmişse bile 700 oy farkını açıklamak için çok yeterli değil :) Polat zaten bankoydu ama elbet Öztürk çevresi durumu kendi lehlerine göstermek için çok çalıştılar, söylenti yarattılar.. Seçimde bile dönen spekülasyonlar gülümsetti zaten beni.. Oylar sayılırken bile 10'dan sonra farkı kapatırız, 15'ten sonra gelirizin anlamı nedir onu hiçbir seçimde anlayamadım zaten..
Elbette her konuda mailinizi beklerim.. Tüzük değişikliği uzun vadede bence kesinlikle düşünülmesi gereken bir konudur yukarıdaki yazıların çıktığı ortamda.. Galatasaray Lisesi çok önemli bir değer, muazzam bir kulüp figürüdür ve Galatasaray bunun sonsuz faydasını görmüştür bugüne kadar.. Kesinlikle bu kulüpten dışlanamaz ama ağırlığının bu iğrenç adamlar yüzünden biraz düşürülmesi, hadiseye biraz olsun denge getirilmesi gerekmektedir bence..
Asıl derbi buydu. Galatasaray kazandı. Klüp lisecilerin eline dönmediği için öyle memnunumki yarın Fenere yenilirsek normalden daha az üzülürüm.
Yiğit Bulut gibilerden bolca yetiştirdiği için bilmemkaç yüzyıllık eğitim kurumundan şüphe etmeye başladım ayrıca...
bazı noktalarda haklısın ancak:
eski sporcular yaklaşık 350 oy( yönetimden 2 sandalye istediler- adnan abi 1 verdi)
inan kıraç'ın bizzat polat'a desteği zaten seçimi kitleyen unsur oldu, kendisinin oy potansiyelini tahmin edebiliyorsundur.
Lise-lisesiz ayrımı şu raddeye varmış durumda: ben koridorda yürürken polat'ın adamları olarak nitelendireceğim bazı kırolar(maalesef) liseli o. çocukları diye bağırma hakkını nereden buluyorlar söyler misin?
Kulüpte şu an polat holding'in çaycısı bile üye zaten, üyelik açılırsa başımıza yeni bir tüpçü çıkacak, belki polat olur, belki başkası. GS'ın özelliği parası olanın başkan olması değil, orayı en iyi taşıyanın olmasıdır.
Adnan Polat ne diyor? 100 yıldır olan tüzük dernekler kanununa aykırıymış, herkesin ödeyeceği para eşit olmalıymış. Burada amaç, 650 tl vererek üye olan liseliyle 10000Tl vererek üye olan alaylı arasındaki farkı dengelemek olarak görünse de, GS'ı GS yapan, Gs'ın kanı, canı liselilerdir. 14 yaşından ölene dek camiada olan liselilerdir. liseden mezun 18 yaşında çocuk da, kulübüne ancak bu şekilde üye olabilir.
Adnan Polat'ın tüzük değişikliği yapması imkansız(sanırım sen de yazdın ama aldığı oyların 1100 civarı liseden zaten). Bu aldığı 1000 oyun da neredeyse hiçbirinin(ki inan abi bile karşıdır buna)bu tüzük değşikliğine onay vermesi imkansızdır. bu ada'yı da, kalamış'ı da kaptırmak demek olur.
Oldu ki değşiklik oldu, dünya tersine döndü. Şu anda konuşulan şey bu durumda tüm lisenin kulüp üyeliğinden istifa etesidir, ki Polat'ın da bunu yapacağını sanmıyorum.
Ancak, mali tabloyla ilgili ne kadar bilgin var bilemiyorum. Kulübümüz gerçekten çok kötü durumda. GSbonus,bilyoner vs. Bunlar harika şeyler. Ancak bu kulübün - işte adnan öztürk'ün açıkça söyleyemediği nokta bu- GS'ın elano'ya, jo'ya bonservis verme lüksü yok. ileriki yıllardan yiyoruz. TT sponsorluğunu ipotekleyip kredi alıyoruz. Riva'yı yok pahasına veriyoruz Kar- zarar dengesini görmen gerek mutlaka. ilk fırsatta sana bizzat polat'ın tablolarını yollayacağım, şimdi evde değilim liseden yazıyorum bunları. Sadece benim kabullenemediğim şu: Faruk Süren de alaylıydı. Adnan Polat da. Biz Galatasaraylıyız. Bizim farkımız, her zaman ağırbaşlı ve efendi olmamızdır. BJK VE FB den GS'ı ve GS yöneticisini ayıran budur. Ben her hafta federasyonla kavga eden, yıldız oyuncuyla göz boyayıp sportif başarısızlığı görmezden gelen başkan istemiyorum(dum). Polat ve Şardan'ın ekonomik stratejisi, yatırımın karşılığnı sportif başarıyla almak üzerine kurulu. e hani? başarı nerde Emre? umarım Bu sene ligi alırız ve her şey rayına girer. yoksa çok karanlık bir ekonomik tablo bizi beklemekte.
Dip not: polat için bu 2 yıl çok kritik olacak. Umarım kulübümüzü düzlüğe çıkarırken FB gibi bir üye profili yaratmaya çalışmaz, çünkü buradaki ortam, özellikle bu koridor kırolarından sonra tamamen nefrete varmış durumda...
"gerisi önemli değil"
salak salak konuşma kulübe asını veren lise değilmiş. ahahaha 870 yıllık lise ali sami yen'in kulübü kurduğu sınıfta okurken ne diye çağırılıyormuş acaba? işte sen ve senin gibiler bu kulübe çatlasanız da giremeyeceksiniz. sizsiniz işte alaylıyı sevmememizin nedeni. aynaya bak da anla.
120 öğrenci çıkıyor bu okuldan her dönem. 1 tane çürük çıkamaz mı yiğit bulut gibi?
fotoğraftaki bu eski futbolculara artık eskisi kadar ne saygı duyuyorum ne de sempati duyuyorum..
Kcan normalde yayınlamamam böyle yorumları ama bir üstteki yorumuna örnek teşkil ettiği için yayınlıyorum.. Polat'ın çevresindekilerin size küfretmesinden nasıl hoşlanmıyorsan şu anda gördüğün gibi benzerini de kendin yapıyorsun.. Çünkü bu iş etki-tepki meselesi.. İki tarafta da benzer yaklaşım var, biri diğerinden daha altta değil.. Bu da ayrımın açık sonucu.. Gerisi önemli değil'in bahsettiği isim verme ki bildiğim kadarıyla haklı.. 1924'te Galatasaray Lisesi adını aldı okul.. Galatasaray daha önceden ortadaydı ama.. Fakat bu okulun çok daha eskiye dayanan geleneğiyle kulübün bağını değiştirmiyor tabii.. İki taraf da Galatasaraylıyken bu tip söylemlere gerek yok..
Galatasaray'ın Jo ve Elano'ya bonservis verme lüksü vardır.. Her takımın vardır bu lüksü.. Dünyada borç içindeki tek kulüp biz değiliz.. Eğer 8 milyon euro verdiğin adamı elinde 2 milyona düşürmüyorsan her oyuncuya bonservisi verebilirsin.. Elano böyle bir oyuncudur, Jo'ya verirsek (ki vermeyeceğiz) o da böyle bir oyuncu.. Polat'ın büyük yanlışları var ama 2 senede ekonomik yönden takımı çok daha kötü bir hale götürdüğüne inanmıyorum.. Elimde net veriler olmadığı için net bir şekilde konuşamıyorum ama Türk Futbol Tarihi'nin reputasyon yönünden en zirve takımı son derece düşük harcamalarla oluşturuldu.. 2 kiralık, bonservissiz Kewell ve Neill ve sadece 8 milyonluk Elano.. O da Dünya Kupası'ndan sonra 10+'ya rahatlıkla satılabilecek bir oyuncu.. Kredi kesinlikle doğru bir kredidir.. Galatasaray'ın kendi kaynaklarıyla bu çapta bir krediyi alması bence bir Polat başarısıdır ve bu yönden vurulmamalı.. Zira o paranın kullanılacağı iş de çok hayırlı.. Öztürk sadece şirket birleşmesi çok gerekli değil diyerek bile ekonomik yöndeki vizyonsuzluğunu göstermiştir.. Şu anda bütün ekonomistler Polat'ın ne kadar doğru bir yol izlediğini söylüyor bu konuda, ben de işin o tarafındayım..
lisenin adı Galata Sarayı mektebi Sultanisi idi 1800 lerden beri(tam tarihi almanaktan yazarım). ilgilenenlere duyurulur.
FB galibiyetinde görüşmek üzere
pardon pardon son bir detay görüdm de atlamayayım dedim: Adnan öztürk, DPY bursu ile 0 dan kendisini yıllarca çalışarak ARselorMittal'in CEO'su yapmış adamdır. Vizyonsuzluk? Bence tekrar araştır, en azından vizyonsuz denemeyecek kadar büyük bir iş adamı kendisi. 0 'dan Mittal'in CEO'su olmak kolay değil sanırım. ve bunun için de iyi bir ekonomik vizyon şart sanırım. umarım Polat'ın ekonomik planı tutar, ancak bu gidişle UEFA kriterleini(ki çook uzağız) tutturamayacağız ileride.
Kcan'ı görün işte! OKS ile puan alan bir anadolu lisesidir GS Lisesi son yıllarda.
Küçülelim, kendi içimizde kalalım. Elanolar falan alınamazmış. Yuh diyorum. Eğitim görülmüyor beyin yıkanıyor galiba lisede artık.
Lise diye bağıranlar, Gökşenlere, Beyzbol sopalı Tulunlara, Hayri Kozaklara, Abdürrahimlere 2bin oy attı. Yazık yazık. Kafatascılık almış yürümüş.
Neyse sindireceksiniz siz de zamanla. Tebrikler Adnan Polat.
kcan;
benim galatasarayımıza üye olmak gibi bir niyetim hiç olmadı. üye olmak umrumda da değil. üye olmak isteyipde almazlarsa umrumda da olmaz. ben bu kulübü lisesinde okuduğum için sevmiyorum. kendimi bildim bileli seviyorum.
"Kulübün adının Gloria (Zafer) ya da Audace (Cesaret) konulması yolunda görüşler ortaya atılmışsa da, sonuçta Galatasaray olmasında anlaşmaya varılmıştır. Araştırmacı Cem Atabeyoğlu, Galatasaray adının, bu takımın yaptığı ilk maçta Rum ekibini 2-0 yenerken, seyircilerin onlardan "Galata Sarayı efendileri"diye söz etmelerinden doğduğunu yazar. Bunun üzerine kurucular da ismi benimserler ve "Adımız Galata Sarayı olsun" derler."
benim bildiğim budur. kulüp liseye adını vermiştir. ve ben kulübü kuran liseyle her zaman gurur duymuşumdur.
Yiğit Bulut'a kadar gitmeye gerek yokmuş yahu.
Kongre her zaman başkanlığın ağırlığını taşıyacak insanları seçtiğinden Canaydın 6 sene görev yaptı zaten.
Bu kulübün voleybol takımı küme düştüğünde, kadın basketbol takımı küme düşmekten bile beter duruma düşüp erkek takımının formasıyla maça çıktığında, basketbol altyapı oyuncuları antrenman yapacak antrenör bulamazken,başkanı Sahip Som'la poz verirken, neredeydiniz, ey Galatasaray'ın canı, kanı, oksijeni?
Şimdi alınan krediyi eleştirenler, zamanında kulüp halka arz edilirken modelin yanlış olduğunu söyleyerek ortaya çıksalardı ya.
Haldun Üstünel'in ihraç edilmesini isteyenler, Okan Çevik sadece bir yıl ceza aldığında neredeydiler acaba? Galatasaray'dan ihraç edilebilmek için ne yapmak gerekir?
Bir de, Riva nasıl oluyor da yok pahasına veriliyor? Daha geçen gün Riva konusunda beklenileceği söyelnmişken, Riva yok pahasına veriliyor demek dezenformasyon değil de nedir?
Polat Holding'in çaycısı Galatasaraylı'ysa, Fenerium'da kupayla poz veren Galatasaraylılar'dan da, ağabeylerinin kendilerine öğrettiği sözleri papağan gibi tekrarlayanlardan da faydalı üyedir. X bile üye oluyor diyenler, senelik 100 TL'yi giriş ücreti 600 TL'yi kendileri ödemeyen; ama kulübün canı, kanı, hemoglobini, alyuvarı olanların üyeliğini sorgulasınlar önce. Tabii, çıkıp beğenmediklerinin üyeliğine itiraz da edebilirlerdi, belki de parasını bile başkalarının ödediği üyeliklerinin kendilerine verdiği yasal haklarıyla.
Son mesajınızla nasıl bir kültür seviyesine sahip olduğunuz da çıkmış ortaya. Mekteb-i Sultani gibi bir okuldan sizin gibi birisi mezun oluyorsa, vah ki vah. Asıl üzüldüğüm ise gerçek Galatasaray taraftarı vizyon sahibi, liselilerin de lisecilerle diğer insanlar tarafından aynı kefeye konması.
Öte yandan, bu gerginliğinizi de anlayabiliyorum, kulüp yavaş yavaş vizyon sahibi gerçek Galatasaray taraftarlarının eline kalıyor, ada ve Kalamış Galatasaraylıları'nın devri kapanıyor.
Unutmadan, az önce Kınık marka maden suyu içtim. Pek güzeldi, tavsiyemdir.
Ek olarak,
Sevgili Parma,
Öncelikle bu güzel blog için bir teşekkür etmeyi borç bilirim.
Bırakın da o mesaj dursun orada. Dursun ki, insanlar görsünler bu köhnemiş zihniyetin kuşaktan kuşağa nasıl aktarıldığını, insanların nasıl kendilerini dev aynasında gördüklerini, kendilerini yaptıkları işlerle, entelektüel seviyeleriyle tanımlamak yerine yetersizliklerini okudukları okulla kapatma çabaların. Normalde konuşurken lisecilik neymiş olur mu öyle şey diyenlerin, kontrolden çıkınca ne gibi fikirlere nasıl bir vizyona sahip olduğunu görsün blogu okuyan herkes.
"1924 yılında kurum, Galatasaray Lisesi adıyla ve Cumhuriyet devrimlerine uygun olarak eğitime başlar"
http://www.gsl.gsu.edu.tr/html_tr/000/000.html
bu da son yorumum olsun. salak lafını da yiyeyim!
Katılımcı sayısı seçimi belirledi, kafatasçıların sayısının da 1615'te kalmadığı yeni katılımlarla epey arttığı gözüktü. Genç liseliler efsane değil, sandıklar açılınca A.Öztürk'ün oylarına sevinenlerin yaş ortalaması 20'den fazla değildi.
10. sandık sonucu açıklanınca tüm Galatasaraylılar rahatladı.
2seçim önce A. Öztürk'ü seçimden etmek için hertürlü belaltı oyun çevirenler bu seçim kimseyi bulamayınca onu aday gösterdiler, geçen seçim şivesi monşerlere ters diye A. Albayrak'ı listeden çıkaranlar liste zayıf eleştirilerine karşın listelerini güçlendirmek için onu listeye kattılar. Çağdaşlıkta kendilerinden sonrakini göremeyecek kadar fark attığını sananlar toprak ağalarına sermaya çocuklarına yöneticilik vermek için bir yıldır çalışmışlar.
Lisecilerin en büyük kozu giriş ücretlerini ve aidatlarını yatırdıkları genç militanlardı. Zaten peşmerge ağırlıklı sandıklarda ve yeni mezun üye sandıklarında önde bitirdiler. A.Öztürk'ün dönem arkadaşlarının oy kullandığı sandıkta sadece 3oy fark önde olması manidardı. Duayenlerden abilerden Allah razı olsun, Galatasaray'ın geleceği için çabaladılar ve kazandılar. Artık bu abiler yeni mezunların torunları akrabaları değilde SBS öğrencileri olduğunu anlasınlar imtiyazları kaldırsınlar. Bu kongre bunu çözmezse genç liseliler diye bir grup oluşur; alaylılar, duayenler, peşmergeler gruplarına yenisi eklenir.
harika bir yazı asy.netten. okunmalı
Kcan, satırlar arasında kendinle çeliştiğinin farkına varmalısın.
Lisenin açık amacını şeye benzetirim hep;18yy da ingilterede demokratikleşme haraketleri filizlenmeye başlar ama kraliyet ailesinin gücü kiliseyi kullanarak bunu sık sık engeller tabi en sonunda çoğunluğun sesi bir kaç godamanı yener ve sanayi devrimi başlar.
Galatasaray'ın da kraliyet ailesi olmaya çalışan liseli bir tayfa hep vardır ama onlarda zamanla sanayi devrimine(buna Adnan Polat yönetimi diyebiliriz) yenik düşücektir.
Bu tönetimin yaptığı herşey doğrudur demiyorum ama en azından halktan oldukalrı kesin!
Lütfen bundan sonra birbirinize sataşma olmasın, yayınlamayacağım öyle yorumları..
Kcan, Öztürk'ün şu anki konumuna saygımı dile getirdim zaten yazıda hala Mittal CEO'su demenin mantığını göremiyorum.. Adnan Öztürk şirket birleşmesi gerekli değildir, 0 70 milyonu oraya vermeye gerek yoktur dedi mi? Dedi.. Gerçek eğer bu iş yapılmadığı takdirde her yıl yaklaşık 25-30 milyon doların temettü olarak dağıtalarak kulübe yük getireceği mi peki? Bunun cevabı da evet.. Bu durumda Öztürk'ün sadece muhalefet etme amaçlı bu söylemleri bariz bir ekonomik vizyonsuzluğun dışavurumudur..
Vizyonlu CEO Adnan Öztürk başkan seçilseydi ve 3 ay sonra Mittal tarafından promote edilip başka bir ülkeye tayin edilseydi ne olurdu diye hep merak ettim seçimler öncesi...
Liseli genç üyelere peşmerge demek?
Siz isteseniz de istemeseniz de çogunluk üye hep liseli olacak. Ve her zaman alaylı başkanlar oldu, ancak çatlasanız da, eğer lise bir araya gelirse Özhan Abi gibi bir abimizi de oraya rahatlıkla oturtabiliriz, yeter ki isteyelim. Tarih tekerrürden ibarettir. Polat iyi hizmet ederse kalsın, ancak liseyi feda etmayi göze alamaz. Ve bir kulübün asıl sahipleri, üyeleridir.
Umarım Galatasaray için hayırlı olur seçim, son sözüm budur.
Taraftarın oy gücü yoktur ancak mutlaka bir ağırlığı vardır tüm bu yaşananlarda. İşte bu ağırlı hissettirmek adına, kişisel hesapları yüzünden Galatasaray'a zarar veren eski futbolculara, Yiğit Bulut'a ve liseci zihniyete cevaben, Adnan Başkanı'da tebrik eden ORTAK BİR GAZETE İLANI VERİLEMEZ Mİ ?
P.S: Hiçbir foruma üye değilim bu sebeple konuyu aktrabileceğim bir mecra yok ancak siz ve sizin gibi bloglar/forumlar konuyu dillendirirse, yapılması basit ama etkisi büyük olayı gerçekleştirebiliriz. Hemen şimdi 100TL vermeye razıyım bu organizasyon için.
ya kcan arkadaş sana ve senin gibilere peşmerge denmesi elbette hoş değil de sen insanlara salak deyince gözüme pek bi hoş göründü :)
arkadaşım Galatasaraylılık sınavdan bilmem kaç puan alıp Galatasaray Lisesi'ni kazanmak değildir sadece.Eğer bu kulüp o okuldan mezun olan 120 kişinin olsaydı bu halde olmazdı.Biz alaylılar sizden çok daha fazlayız ve çok daha fazla katkımız var bu kulübe.Size saygı duymayanları bilmem ama ben Galatasaray Lisesi'yle gurur duyuyorum ama sizin bizi sallamadığınızı,hatta bir kısmınızın bizden tiksindiğini düşünüyorum :)
Son olarak evet son mesajında dediğin gibi isterseniz Özhan Başkan gibi birini getirebilirsiniz.Allah rahmet eylesin büyük insandı ve yaşasaydı şu cümlene ne derdi?bu kulüp size bırakılmayacak kadar büyük bir kulüptür bunu unutma.Bu takımın büyüklüğü sizden ötürü olduğundan çok bizden ötürüdür!
dostum yorumumu yayınlarsan sevinirim.
Lise elbetteki kültürümüzdür, özümüzdür, temel harcımızdır.
Ancak Lise'nin konumu da, profili de, öğrenci yapısı da 2010 Türkiye'sinde başkalaşmıştır.
Artık sıralarında oturulup sadece Galatasaray'ın tartışıldığı bir kurum değildir. Bir yan sınıfta Beşiktaş'ın tartışıldığı, öteki sınıfta Fenerbahçe'nin tartışıldığı, her öğrencinin puan tutturabilirse okuyabileceği bir okuldur.
Bu dakikadan sonra, Galatasaray Spor Kulübünü Lise'nin tekeline bırakmak intihardır!
Ben Ankara Koleji mezunu bir Galatasaray'lıyım. Ne farkım var Galatasaray Liseli'den? Belki daha iyi bir eğitim aldım. Üstelik dedim ya, Galatasaraylıyım. Mantıken Galatasaray Lisesi'nden mezun olanlarca başka takım sevdalısından daha yakın olmam lazım kulübe. Oy kullanmam lazım Galatasaray'ın geleceği için.
Çoğunluk üye elbette Galatasaray Lise'li olsun. AMA AKLI BAŞINDA LİSELİ OLSUN. BUGÜNKÜ KONJONKTÜRDE 'ÖZTÜRK' DEMESİN, CANAYDIN GİBİ BİR BASİRETSİZİ 6 SENE SEÇMESİN.
Aklı selim, vicdan sahibi, Galatasaray'ın gerçekten geleceğini düşünen Galatasaray Liseliye canımız kurban, "Liseci" zihniyetin mahsülü sağlıksız beyinler ise Galatasaray'ımdan uzak olsun!
Dostum, öncelikle geçmiş olsun diyelim, malum sağlıktan önemli bir şey yok.
Yazı için eline sağlık, maç yazıları kadar başarılı olmuş, fotoğraf seçimi ve bu konuya dikkat çekmen ile farkını ortaya koymuşsun.
Sabaha karşı gelecek prewiev ı beklerken, gelmeyince nacizane ben bir şeyler yazayım dedim. http://doksanartiuc.blogspot.com
Liseli-lisesiz ayrımının ilerleyen yıllarda daha büyük problemlere yol açacağını söylersek sanırım yanılmış olmayız. Üstelik şu anda en azından bir kaç yıl daha bıçak sırtı denebilecek ekonomik koşullar içerisinde olacağı ön görülebilir klübün. Polat'ın söylediklerinin gerçekleşmesi durumunda ise, -ki öyle olacağına inanıyorum.- ileride nakit parası olan borçsuz( ya da daha dengeli alacak-borç yapısı olan) bir klüp haline gelirseniz eğer işler daha karışacak. Yapılacak pek fazla bir şey olduğuna da düşünmüyorum bu konuda. Zira, toplumsal yapımızda olan bir problem bu. Hani, şakayla karışık Recep İvedik'in dediği gibi kodumuz bozuk. Esas kavga dışarıdayken, işi gücü bırakıp içeride birbirimizi yemek konusunda üstümüze yok.
Eski futbolcular konusunda da aynen katılıyorum. Bu adamları mı sevdik, bunlara mı bağırdık senelerce. Sadece Polat'ın gitmesi için Galatasaray'ın sportif/finansal her açıdan batmasına razılar hepsi sanki.
Kcan ağızından çıkanı kulağın duyuyor mu ? 25 milyon'a mal olmuş bir camia artık lise bağnazlığıyla yönetemez. Asıl sen ve senin gibiler istese de istemese de o tüzük değişecek, Galatasaray hakettiği biçimde halkın olacak. Gs bonus almazlar, gs tV'ye 35 kişi üye olmuş, onu yapma bunu yapma ; sonra kalamış'da bedava çaylar, adada beleş şaraplar. Bu kulubun sırtındaki en büyük kambur sizsiziniz arkadaş, bırak borçları morçları. Genç liselilermiş,göreceğiz genç liselileri 10 seneye. Kulupten soğutursunuz be adamı.
İstesek içimizden birini geçirirz demişsin başa, tillahı gelse Adnan Polat'ı deviremezdi bu seçim. Yiğit Bulut ve türevleriyle mutlu hayatlar.
Bir Besiktasli olarak buradaki yorumlari buyuk ilgiyle okudum. Liseli-lisesiz olayina hakim degilim, bilmem etmem; lakin disaridan bakan bir gozle soyleyebilirim ki surayi okuduktan sonra "Iyi ki Polat kazanmis" dedim. Statuko asikligi su dunyada en dayanamadigim sey, ve kcan'in "okudum, ezberledim ve buraya da yaziyorum" tadindaki slogansal cumleleri cok ilginc bu baglamda.
Belki de secimlerde ayni sikintiyi "Besiktas AKP'nin eline gecmesin, Besiktas bizimdir!" diye davranip iki gun once kufrettigi adamin koluna giren yoneticilerden, televizyonculardan dolayi yasadigimdan sempati kurmusumdur, kim bilir?
Yorum Gönder