Geçen hafta olduğu gibi yine bir duran topla açılan kilit sonrasında 19. dakikada atılan gol Galatasaray'ın bu sezon için zirve noktası.. 4-3-3'ün bütün karakteristiğini barındıran pozisyonda bir merkez oyuncusunun (Baytar) savunmada ikili mücadeleyle topu kazanıp hızlı bir şekilde tek pas sonrasında tekrar alarak hücuma taşıması, merkezde doğru anda doğru noktaya verilen pas, takımın yaratıcı gücünün ortada yaptığı driplingle kenar oyuncusunun ceza sahası koşusunun bileşimi ve açık forvetten müthiş bir vuruş..
Takımda geçen haftaya göre değişen fazla şey yok.. İkinci goldeki Colin Kazım koşusu Eskişehir maçına göre golle imzalanan bir fark ama daha sık tekrarı şart.. Merkezde ise Engin Baytar geçen hafta bulduğu güvenle Melo ve Selçuk için doğru tamamlayıcı olacağını yine gösterdi.. Sadece oynanan oyun değil, ekrana yansıyan vücut dili itibarıyla takımı fazlasıyla sahiplendiği de ortada.. 71. dakikada tamamen tükenmişlik içinde yere yığılıp beni çıkarın demeden 2 dakika önce iki pozisyonda merkezden verdiği paslardan sonra ciddi deparlarla ceza sahası koşuları yaptı ki geçen hafta Colin Kazım'la girdiği iletişim sonrasındaki deparların tekrarını göstermeye çalışması o tükenmişlikten hemen önce etkileyiciydi.. Görüntüsü şu an takımın önemli bir parçası olduğu yönünde.. Melo'nun savunma içine girişiyle Selçuk'la birlikte merkezde bazı kopmalara sebep oluyorlar ama sistem içi spontane şekilde ortaya çıkan bu arızaları çözmek çok zor değil.. Henüz 1 saatlik kondüsyonu var ve güçlendiği takdirde savunma dışında hücumda da tekniğini çok daha rahat ortaya koyacak..
Fatih Terim'in Muslera dışında Eskişehir maç kadrosunu bozmaması bu sezon için takımın zirve noktasına duyduğu saygıyı ifşa etmesi ki bunları görmek güzel.. Terim'in maç boyunca kenardaki duruşu saha içinin dışında bazı şeyleri gösteriyor.. Çok daha hırslı, çok daha tutkulu.. İkinci gol özellikle hocayı da çok keyiflendirdi ki bunu göstermekten de çekinmedi.. İkinci döneminde kenardan değil de daha çok üstten izlediği takımdan sonra bu sezon gösterdiği ruh umutları da artırıyor.. Melo'nun, Ujfalusi'nin, Kazım'ın, Baytar'ın, ikinci goldeki hareketleriyle Muslera'nın gösterdiği bu adanmışlıkta Terim'in etkisi büyük..
Özellikle ikinci yarıda Özgür Çek'in boşalttığı alanı kullanmaya çalışmak oyun içi müdahalelerin de takım içi ve kenar yönetim itibarıyla aktif olduğunu gösteriyor.. İki hafta üst üste fazla pozisyon vermeden kazanılan maçlar ve kolay deplasman galibiyeti sezon seyri açısından oldukça keyifli.. Bugün rakip çok zayıftı ama bununla gelmesi muhtemel konsantrasyon kayıplarının hiç yaşanmaması oldukça önemli.. Galatasaray ikinci goldeki organizasyonunu en son 3 sene önce yapmıştı.. Bu deplasmanda aynı skorla çok rahat galibiyeti en son 7 Aralık 2008'de almıştı.. Terim'in Skibbe'ye sarf ettiği "Bizim dönemden sonra bu takım en güzel topunu seninle oynadı" iltifatından sonra tesadüf müdür? Belki.. Ama ya değilse?
"Terim'i neden seviorum vol. 2"
Sıkıntılı oyuncuları çok kısa sürede büyük bir adanmışlıkla yeşil zeminde var ettiği için..