Galatasaray'ın dün sahaya çıkardığı kadro Bursaspor'dan bariz bir şekilde güçsüzdü.. Sadece sahada değil, yedek kulübesinde de Bursaspor ezici olan taraftı ve işte Galatasaray'ın 2011 itibarıyla geldiği durum budur.. Bu durumda Hagi'nin suçu yoktu, artık futbola daha fazla mesai harcayacakları yalanıyla kolpa halkalarına yenilerini ekleyenler ise muhtemelen dünkü maçtan sonra sezon sonunda harcayacakları Hagi'nin hanesine bir çentik daha atıyorlardı..
Hagi'nin çıkardığı 11'e Stancu dışında söz söyleme şansımız yok.. Stoper yoksunluğunda Balta'nın yine tandeme geçtiği takım, Insua'yla yine çift hücumcu beke sahip olunca kenarları Barış ve Emre Çolak'la tutmayı düşünmüştü Hagi.. 10. dakikada Barış sakatlandı ve yerine giren oyuncu Sarp oldu, Yekta kenara geçti.. Merkezin tekniği düştü ve Yekta oyun içinde sınırlandı, takım zaten az olan top tutma şansını da kaybetti bu hamleyle.. Zorunlu değişiklik sonrasında Stancu denenip risk alınabilirdi ama Hagi her zaman olduğu gibi yine çok temkinli davrandı..
İlk yarının genelinde Galatasaray'ın Bursaspor'u iyi durdurduğu söylenebilir.. Ali Sami Yen'e gelen Anadolu kulüplerinin yaptığını Bursaspor'a yapmaya çalıştı takım, ilk yarım saat itibarıyla da başarılı olduğunu söylemek gerekir.. Bunda da suçlu Hagi değildi.. Bursaspor'a net pozisyon verilmeyen bir periyot sonrasında küçük ofsayt ve el gözden kaçtı ve Ufuk'un hatasıyla birleşince maç Galatasaray için 35. dakikada bitti.. İki kenarın Colin Kazım'la orta saha arasında bağlantı kurmak için hiçbir çaba göstermediği takımda tek forvet yalnızları oynadı ve yorum yapmazsak öleceğiz hastalığına tutulan spikerler tarafından eleştirildi.. İlk yarının sonlarında Wederson'un çektiği şutta bir hata daha yapan Ufuk'la Bursaspor maçı imzaladı..
İkinci yarının başında Hagi'den ilk yarıda yapmaya cesaret edemediği Stancu hamlesi geldi ama Yekta'lı tek kenarla birlikte çalışması bu dirençli rakibe karşı pek mümkün görünmüyordu.. Maçtan sonra Hagi yaptığı açıklamada Galatasaray'ın ilk yarı iyi oynadığını, ikinci yarıda da kırmızı kartın hesapları bozduğunu belirtmiş.. Eğer gücünüzün Bursaspor'dan daha az olduğunu kabul ediyorsanız ilk yarı hakkındaki yorumu anlam kazanabilir ama ikinci yarıda kırmızı kart gelene kadar 20 dakika geçmişti ve Galatasaray sahada oyunu değiştirmek için hiçbir hamle yapamamıştı.. Kırmızı sonrası gelen Volkan hamlesi Bursa adına farkı artırabilirdi ama ilk yarının kötüsü Ufuk pozisyonları engelledi ve Galatasaray yenilmesi beklenen, bahis bürolarında sürpriz olarak değerlendiren yapısına uygun bir futbol ve maç sonrasında bir mağlubiyet daha aldı..
Hagi'yi bu sonuçlar adına suçlamanın fazla anlamı yok ama Rijkaard'ın gidişi sonrasında Fenerbahçe maçıyla birlikte zafer çığlıkları atanlar için söylenecek çok şey illa ki vardır.. Rijkaard'la 8 maçta 12 puan alabilen takım Hagi'yle 11 maçta 14 puan alabildi.. Yeni gelen hocadan takıma bir çıkış yapmasını eğer takımınız kaliteliyse bekleyebilirsiniz fakat Galatasaray gibi takımlarda bu olmuyorsa fazla eleştiri konusu olamaz.. Serie A standardının çok üzerinde bir kadroya sahip olan Inter'in Rafael Benitez'le yaşadığı çöküş sonrasında kifayeti konusunda üzerindeki şüpheleri atamamış Leonardo'yla yaşadığı suni çıkış bunlara bir örnektir. Jose Mourinho sonrası Inter'de tamamen bir mantalite değişikliği yapan Benitez bunu başaramadı ve o kadroyu dibe vurdurdu.. Sonrasında gelen Leonardo ise daha dengeli bir yapıyla ilk aşamada puanları toplayan hocaydı ama bunlar hep eldeki kalite ölçeğinde geçerli olur.. Keza geçen hafta Francesco Guidolin'in Udinese'si tarafından rüyadan uyandırılan Inter taraftarı şu anda da Giuseppe Meazza'da Palermo karşısında başka bir şok yaşıyor..
Hagi üzerinde şüpheler bir tek Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra kendisini fazla yenileyemediği açısından olabilir.. Diziliş anlamında günün futboluna uygun bir yapı ortaya çıkarmaya çalışsa da mantalite yönünden takımdan ayrı kaldığı 5 yılda üzerine koyduğu herhangi bir mefhumu ilk 3 ayı itibarıyla göstermedi.. Culio ve Yekta eklemeleri sonrasında Galatasaray belki de ilk defa 4-3-3'ü bu kadar net bir şekilde gösteriyor sahada ama sisteme işlerlik kazandırmak için bu transferlerin yeterli olmasını kimse beklemiyordu.. Anlık bir heyecan sonrasında yine bizi normale çeviren Michael Bradley takıma bu esnekliği kazandırabilirdi ama Faruk Süren'in söylediklerini haklı çıkarmak için çalışmaya devam ediyor Galatasaray yönetimi..
Kendisine verilen sözlerin fazla önemi yok, Hagi'nin bu takıma gelişi zaten yine bir "caretaker" başlığı altında incelenmeliydi.. Yalanlarıyla ünlü Adnan Polat bu sefer aba altından sopayı erken de göstermişti ve eğer ikinci yarı Hagi başarısız olursa yenisi gelir sinyali çabuk gelmişti.. Hagi çok büyük bir performans göstermediği sürece (ki bu yapıyla mümkün değil) seneye yine öğütülecek.. Terim sonrası düştüğü duruma Rijkaard sonrasında yine düşecek..
Bursaspor kademeleri geçmeye devam ediyor.. Geçen seneki keskinliklerinde değiller ama kadroyu ciddi anlamda geliştirmeye devam ediyorlar.. Geçen sezonun yıldızı Ozan İpek'in bu seneki büyük düşüşü çok şaşırtıcı.. Ertuğrul Sağlam'ın yabancı transferleriyse yine ıskartaya çıktı ama Kenny Miller'ın yeterli umudu vadettiğini bu maç itibarıyla söylemek mümkün.. Leo Nunez özel yetenekleri olan bir oyuncuydu ama fiziki özellikleri bu ligde yeteneklerini göstermesini engelledi.. Miller yaşlı olmasına rağmen lige daha çabuk uym sağlayabileceğini gösterdi, dublenin ucundan döndü.. Bursaspor bir süredir kötü futbol oynuyor ama büyük takım olma özelliklerinin krallarından olan kötüyken kazanma özelliklerini de yavaş yavaş kazanıyorlar ki Türkiye'de bu önemlidir.. Lig kalitesinin genel artışı sonrasında önümüzdeki sezonlarda büyükler bu puan kayıplarına devam ettikçe bu durum daha da önem kazanacak..