Euro 2012'de birçoğuna göre beklenmedik olan başarı sonrasında 2014 Dünya Kupası, İtalya için yine underdog girilen bir turnuva. İki yıl önce kazanılan başarının tekrarlanmaması için görünürde sebep yok fakat özellikle takımın iki yıldan beri süregelen sistemi için kritik bir role sahip olan Riccardo Montolivo'nun İrlanda maçında sakatlanmasıyla birlikte Claudio Prandelli'nin kafası biraz karışmış olabilir.
İtalya'yı kendisinden kadro profili yönünden çok daha üstün olan takımlardan farklılaştıran özelliği başında Prandelli'nin bulunuyor olması. Eğitimini milli takımın antrenman yeri de olan dünyanın en iyi futbol akademisi Coverciano'da alan Prandelli, bu okulun büyük hocalara kazandırdığı tüm özellikleri haiz bir teknik adam. 4-4-2'yi zirveye koyması, İtalyan teknik adamların ezbere eleştirildiği savunma futbolundan ziyade daha aktif bir oyun yapısını en yukarıya koyması ve bu eleştirilere neden olan pragmatist, sistemiyle mantalitesini maçtan maça olabildiğince esnekleştirebilen yapısıyla futbol puristliği içine girmemesi onu özellikle milli takımdaki seleflerinden farklı bir noktaya koydu. Euro 2012 öncesinde Andrea Pirlo, Daniele De Rossi, Claudio Marchisio, Thiago Motta ve Riccardo Montolivo'dan oluşan beşlisine dair "Bizim en iyi bölgemiz orta saha ve nerede güçlüysek bunun üzerine gitmemiz gerekiyor" diyerek üst düzeyde şu an için oynaması pek de kolay olmayan bir sistemi kaliteli orta sahalarından feragat etmeyerek bulan Prandelli, İtalya için başarılı yolunu da açmış oldu. 2012 yazında İspanya'yı durdurma adına daha geniş alanda oynama şansını veren üçlü defansı ilk maçta tercih etmesi ve çok iyi futbol sonrasında ikinci maçta da aynı sistemi kullanması onun aklında ilk tercihim 4-4-2 olduğu gerçeğini değiştirmiyordu ve turnuva da üçüncü maçla gelen dört merkez orta sahalı dörtlü defansla birlikte bitti.
Fakat Riccardo Montolivo'nun sakatlanarak kadrodan çıkması işleri değiştirebilir. Prandelli'nin en başından beri sistem haznesine bulunan 4-3-3 ve 3-5-2'yi de bir anda birincil olasılıklar içine alan şanssızlık sonrasında İtalyan teknik adamın nasıl bir tercih yapacağı merak konusu. 4-4-2'ye göre şu an için çok daha genel geçer bir diziliş olan 4-3-3'ü Euro 2012 sonrasında ilk sıraya koyan Prandelli'nin 2013 Konfederasyon Kupası'nda bu şekilde mücadele etmesi Dünya Kupası'na ciddi bir hazırlıktı. Fakat hoca, turnuvada gösterilen başarıya rağmen bundan fazla etkilenmişe benzemiyordu. Hem turnuvanın hemen sonrasında, hem de Dünya Kupası yaklaşırken yaptığı tüm açıklamalarda kalitelerinin 4-3-3 için yeterli olmadığını ve bunu oynamaya pek uygun olmadıklarını söyledi. Bunun iki nedeni var. Bunlardan ilki Andrea Pirlo'nun muhtemel onbirdeki tek yaratıcı oyuncu olarak savunma önünde yani oldukça derinde kalmasının ön alandaki üretkenliği bir hayli etkilemesi. Juventus'un da Avrupa'daki başarısızlığının temelinde olan bu konu hem Conte'ye, hem de Prandelli'ye problem çıkarıyor. İkinci problemse Pirlo'nun artık 35 yaşına gelmesi ve karşısında fizikli oyuncular görünce mücadele dozajının bir hayli düşük kalması. Artık üçlü orta sahalarda bir oyuncunun yaptığı kaçağın bile takım yapısını fazlasıyla etkilediği ortamda Andrea Pirlo'nun düşüş gösteren fizik performansı merkezi sağlam takımlara karşı orta saha savaşının kaybedilmesine neden olabiliyor. Bunu Juventus'ta üçlü savunmayla, yani arkaya atılan fazladan bir adamla çözen Conte'nin yanında Prandelli için eldeki kenar oyuncuları nedeniyle iş biraz daha zor görünüyor.
Üçlü defans Prandelli için hiçbir zaman ilk tercih olmadı. Her zaman rakibe göre oynadıklarını dile getiren Prandelli için özellikle geniş alanda oynayan takımlara karşı daha geniş savunma yapabilmek adına tercih edilen üçlü defansın bir başka nedeni de Juventus'un yapısını milli takıma enjekte etme çabası olarak okunabilir. Bunu 4-4-2 ya da 4-3-3 oynarken de yapan Prandelli, ülkenin en başarılı kulüp takımının anengini kullanarak ekip olmakta zorlanan birçok milli takıma karşı avantaj elde ediyor.
Hocanın önünde şu anda 2.5 tercih var. Favori 4-4-2, plase 4-3-3, sürpriz 3-5-2. 4-4-2'de forvet arkası rolünde kimin kullanılacağı birincil problem. Bu sezon Fiorentina'da iyi performans gösteren ve geri dönmüş görünen Alberto Aquilani önemli adaylardan biri. Prandelli'nin "Sürekli Andrea Pirlo'yla karşılaştırılıyor ama onun çok daha farklı özellikleri var ve bunların üzerine gitmeli. Savunma önü onun için tek hedef olmamalı" dediği Marco Verratti yine hocanın ön alandaki opsiyonları içinde görünüyor. Mario Balotelli'nin partnerinin kim olacağıysa Euro 2012'de orta saha ve Balotelli arasındaki geçiş konusunda müthiş işler çıkaran, bu sezonun da Serie A'daki en iyi oyuncularından biri olan Antonio Cassano'yla bu rol için biçilmiş kaftan olan Alessio Cerci arasında geçecek savaşta ortaya çıkabilir. Giampiero Ventura'nın 3-5-2'sinde ligin en iyi merkez forvetlerinden, İtalya için de onbir adayları arasında bulunan Ciro Immobile'yi gezgin forvet rolüyle müthiş tamamlayan Cerci, hem 4-3-3, hem de 4-4-2 ve 3-5-2 için Prandelli'nin önüne çok önemli bir joker kartı koyuyor.
Takımın savunma hattı da çok belirgin değil. Barzagli, Bonucci, Chiellini ve Paletta'dan oluşan stoper rotasyonu fazlasıyla kuvvetli fakat bu sezonu sakat geçiren Balzaretti'yle birlikte sezonun sonu iki ayında geçirdiği ameliyat nedeniyle oynayamayan ve futbola döndükten sonra Prandelli tarafından yeterli bulunmayan Maggio'nun yokluğu savunma kenarı için önemli sıkıntı. De Sciglio'yla birlikte Chiellini'nin sol beki götürmesi muhtemel fakat bu sezon Torino'nun en istikrarlı oyuncusu olan Matteo Darmian'la birlikte Ignazio Abate'nin sağ bek performansları takım savunması adına belirleyici olarak. Buradaki standart ne kadar erken yakalanırsa İtalya'nın başarı ihtimali o kadar artar.
Üç Dünya Kupası sahibini barındıran zor grup sonrası İtalya için turnuva erken bitebilir. Zira tüm sorunlarına rağmen son zamanların en iyi kadrosuyla gelen İngiltere ve güçlü Uruguay'a karşı direkt gruptan çıkabilmek için futbolun zirvesinde olmak gerekiyor ve İtalya şu anda orada değil. Fakat kulüp ruhuna sahip, turnuvanın en yetenekli hocalarından biriyle birlikte ön alanda fazla sayıda opsiyonla Brezilya'ya gelen İtalya'nın bir final daha çıkarması da çok sürpriz sayılmamalı. Yine topu isteyen, aktif, yeri geldiğinde arkadaki sağlam savunma hattıyla kalesini en iyiler gibi savunabilen yapısıyla İtalya, Euro 2012'deki gibi muhtemelen turnuvanın en keyif veren takımlarından biri olacak. Mario Balotelli bu kez yalnız değil ve Prandelli acil durumlarda imdat çekici olarak Dortmund'un yeni golcüsü Ciro Immobile'ye sahip.